O |
Şuarä
|
O |
|
32· Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere
attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.
33- Ve elini yeninin altından çıkardı; bakanlar,
onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.
Buradaki ifade, Asa'nın bilfiil hayat dolu bir ejderhaya dönüştüğünü,
elini kaldırdığında gerçekten bembeyaz olduğunu
göstermektedir. Ayetin "O
anda o" ifadesi
bunun gösteriyor. Yani burada mesele büyüde olduğu gibi
hayalde canlandırılmış değildi. Büyü
ise, eşyanın tabiatını değiştirmez
Duyu organlarına gerçekliği olmayan şeyleri hayal
ettirir.
İnsanın akıl erdiremediği biçimde meydana
gelen hayat mucizesi her an gerçekleşen bir mucizedir. Fakat
insanlar, sürekli tekrarladığı ve
alıştıkları için ona gerekli ilgiyi
göstermezler. Veya bu değişikliğin meydan okuma
şeklinde gerçekleştiğini görmedikleri için onun
üzerinde kafa yormazlar. Bu tablodaki mucize ise bambaşkadır.
Hz. Musa -selam üzerine olsun- bu iki mucizeyi Firavunun yüzüne
çarpmaktadır. Bu ise sarsıcı ve ürkütücü bir
sahnedir.
Firavun, mucizenin büyüklüğünü ve güçlülüğünü
hissetmiş, hemen karşısına geçip direnmeye,
onu etkisiz hale getirmeye çalışmıştı.
Bu arada kendi durumunun kritikliğini ve milletin kendi
etrafından dağılmasına az
kaldığını da kestiriyordu. Hz. Musa'dan ve
taraftarlarından korktuklarını ileri sürerek bu
sarsıcı mucizenin etkisinden kurtulmalarını
sağlamaya çalışıyordu.
34- Bunun üzerine Firavun, çevresindeki seçkin yakınlarına
dedi ki, "bu adam bilgili bir büyücüdür"
35- Sizi büyücülüğü ile yurdunuzdan çıkarmak
istiyor. Peki ne buyuruyorsunuz?"
Firavunun bu sözlerinden anlaşılıyor ki, o,
buna büyü adını verse de mucizenin büyüklüğünü
kabul ediyordu. Çünkü o, bu mucizenin sahibini "bilgin"
bir büyücü olarak niteliyordu. Yine anlaşılıyor
ki, o milletin bu mucizeden etkilenmesinden endişe ediyor ve
bu nedenle onları kışkırtıyordu. "Sizi
büyücülüğü ile yurdunuzdan çıkarmak istiyor" Ayrıca
burada Firavunun kendisini onlara ilah olarak takdim ettiği
millete karşı ne kadar güçsüz, iradesiz, hale gelip yıkıldığı,
zillete düştüğü açığa çıkmaktadır.
Şimdi milletin emrini beklemekte ve onlara
danışmaktâdır: "Ne
buyuruyorsunuz?". Firavun
kendisine uyanların buyurmalarını beklediği
sırada, onlar kendisine secde ediyorlardı!
Bu ayaklarının altındaki yerin
sarsıldığını hisseden azgın iktidar
sahiplerinin değişmez karakteridir. O zamana kadar
zorbalıkla işleri yönetirken kritik durumlarda yumuşarlar.
Çizmeleri ile ezip geçtikleri uluslara sığınırlar.
Daha önce kendi arzularını dikta ile kabul ettirirken,
böyle durumlarda göstermelik olarak halka danışırlar.
Tehlikeli bölgeyi geçinceye kadar böyle davranırlar.
İşlerini düzeltince bir de bakarsın ki, onlar
aynı zorbalar, diktatörler ve aynı zalimlerdir!
Firavun'un oyununa gelen, hiçbir sağlıklı temele
dayanmayan, iktidarlarında da ona ortak olan, kendilerini
Firavun'un taraftarı ve yakınları haline getirip nüfuz
ve otorite sahibi kılan mevcut statükonun değişmeden
devam etmesinde kendilerinin büyük yararı bulunan
kodamanlar Firavuna yol göstermişlerdir. Bunlar halk
kitlelerinin Hz. Musa'nın iki mucizesini görüp onun
sözüne kulak verdikleri taktirde Hz. Musa ve
İsrailoğullarının kendi toprakları
üzerinde bile kendilerine galip geleceğinden endişe
etmişlerdir.. İmkanları birleştirip
hazırlık yapıldıktan sonra Hz. Musa'nın büyüsüne
aynen onunkisi gibi bir büyü ile karşılık
verilmesini önermişlerdir.
36- Dediler ki; "Onu kardeşi ile birlikte oyala ve
adam toplayacak elçilerini bütün kentlere gönder.
37- Bütün bilgili büyücüleri bulup sana getirsinler.
Yani sen o'na ve kardeşine bir süre tanı. Bu arada
Mısır'ın belli başlı şehirlerine elçiler
gönder. Profesyonel büyücüleri toplasınlar. Sonra bu büyücüler
ile Musa arasında bir büyü yarışması düzenle.
Bu sahnenin perdesi burada kapanıyor. Perde açıldığında
mesajı alan büyücülerin kafile kafile geldiklerini, bu yarış
için halk kitlelerinin toplandıklarını görüyoruz.
Halk kitlelerine büyücüleri desteklemeleri aşılanıyor.
Onların ardında ise, iktidar sahipleri yer alıyor.
Hak ile batılın veya iman ile isyanın
yarış alanı hazırlanıyor.
|
|
O |
|
O |
|