Cansız topraktan, canlı bitkiyi çıkarma,
dişili-erkekli onu çift nitelikte yaratma, bazı bitki türlerinin
erkeklerini-dişilerini ayrı bitki (botanik) dünyasının
çoğunda olduğu gibi bazı türlerinin erkeğini-dişisini
bir arada bulundurma, bir tek dalın üzerinde hem dişiliğin
organlarını, hem de erkekliğin
organlarını bir arada yaratma mucizesi... Evet işte
bu mucize yeryüzünde gözlerinin önünde her an yaşanmakta,
gözlenmektedir. "Görmüyorlar mı?" Mucize
o kadar açıktır ki, görmekten başka bir çaba
sarfetmeye gerek yoktur.
Kur'an-ı Kerim'in eğitim metodu, kalb ile bu evrenin
manzaraları arasında bir bağ kurar. Sönmüş
duyguları, soğuk zihni ve kapalı kalbi uyarır.
Hepsini her yerde insanın etrafında
serpiştirilmiş olan Allah'ın üstün sanatına
yöneltir. İnsanın diri bir kalb ile bu canlı
evrene yönelmesini, üstün sanatında Allah'ın
kudretini görmesini, eşsiz sanatına her yönelişinde
O'nun kudretini hissetmesini, yarattığı her
varlık ile bir ilişki kurmasını sağlar.
Gecenin ve gündüzün her anında onun kendisini gözetlediği
bilincini sağlar. Kendisinin, onun yaratıklarına
bağlı, bütün yaratıklara hükmeden değişmez
yasalara bağımlı kullarından biri
olduğunu, bu evrende, özellikle hilafet görevini üstlendiği
bu yeryüzünde kendisinin özel bir görevi olduğunu
anlamasını kolaylaştırır.
"Onlar yeryüzüne bakarak orada ne kadar yararlı
bitki türleri yarattığımızı görmezler
mi?"
İnsan, yüce kerem sahibi Allah'tan gelen hayatı
taşıdığı için onurludur. Değerlidir.
Ayeti kerimenin sözleri insanın gönlüne, Allah'ın
sanatını; layık olduğu biçimde saygı, içtenlik
ve coşkulu bir şekilde karşılamak
gerektiğini ona karşı saygısız,
vurdumduymaz ve aldırmaz bir tavır içine girilmemesi
gerektiğini aşılamaktadır. "Hiç kuşkusuz
bunda üstün gücümüzü kanıtlayan bir ayet vardır"
Onlar ayetler, mucizeler istemektedir. Fakat onların çoğu
bu ayetlere inanmamaktadır. Ama onların çoğu
inanmazlar"!
Surenin girişi, her mucizenin sunuluşundan sonra
tekrar edilen yorum cümlesi ile sona ermektedir: