O |
insan
|
O |
|
29- Bu bir hatırlatmadır. İsteyen Rabbine giden
yolu tutar.
Bu açıklamanın hemen arkasından yüce Allah
dileğinin sınırsızlığı ve her
şeyin ona döndüğü gerçeği vurgulanıyor. Böylece
son yönelişin O'nun dergahına olması, son
çözümde O'nun hükmüne boyun eğilmesi, insanın kendi
gücünü ve etkinliğini arka plâna atarak O'nun gücüne ve
etkinliğine öncelik tanıması isteniyor. Zaten
islam gerçek anlamı ile, özü ile bu demektir. Okuyoruz:
30- Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz. Hiç kuşkusuz
Allah herşeyi bilir ve her işi yerinde yapar.
O halde insanlar bilsinler ki, sorumsuz yapıcı ve güçlü
yönlendirici yüce Allah'tır.
Böylece insanlar O'na nasıl yöneleceklerini, nasıl
O'nun plânına teslim olacaklarını öğrensinler.
İşte bu tür ayetlerin içerdiği gerçeğin
alanı ve çerçevesi budur. Bu arada şu gerçek de
vurgulanıyor. Yüce Allah özgür dileği ile
kullarını doğru ile eğriyi birbirinden
ayırd etme yeteneği ile donattı, onlara kalplerinin
özünü bilen dileği uyarınca bu ikisinden birine yönelme
iradesi sundu. Yine O kullarını kavrama gücü ile ve
bilgi ile destekledi. Onlara Peygamber göndererek ve Kur'an'ı
indirerek kendilerine gidecekleri yolu gösterdi. Yalnız bütün
bunlar son aşamada varıp O'nun plânına
dayanır. Herkesin tek sığınacağı
merci O'nun dergahıdır. O kendisine
sığınanları adını anmaya ve ibadet
etmeye muvaffak eder. Buna karşılık eğer kul
O'nun karşı durulmaz gücünü gerçek anlamda tanımaya
yanaşmaz da yardım ve başarı dileği ile
O'nun dergahına sığınmazsa ne doğru yolu
bulabilir, ne O'nun adını anmayı ve iyilik
işlemeyi başarabilir.
31- O dilediklerini rahmetinin kapsamı altına
Alır. Zalimlere gelince O, onlar için acıklı bir
azap hazırlamıştır.
O'nun iradesi özgür ve sınırsızdır,
dilediğini yapar. Bu özgür dileğin bir sonucu olarak
O, dergahına sığınanlardan, doğru yola
iletilmelerini ve ibadet etme başarısı ile
donatılmalarını isteyenler arasında
dilediklerini rahmetinin şemsiyesi. altına Alır.
Ama "Zalimlere gelince O, onlar için acıklı bir
azap hazırlamıştır." Dünyada O'nun
onlara meydan vermesi, mühlet tanıması sonunda bu
acıklı azapla yüzyüze gelsinler diyedir.
Surenin bu "son"u "baş"ı ile bütünleşiyor,
sınavın sonucunu açıklıyor. O sınav ki,
yüce Allah, insanı onun uğruna karışım
nitelikli bir su damlasından yarattı, onu işitme ve
görme yeteneği ile donattı, ona yolunu gösterdikten
sonra isterse cennete doğru, dilerse cehenneme doğru
gidebileceğini belirtti.
|
|
O |
|
O |
|