Bu adamların arzuları ve idealleri yakın vadeli,
istekleri ve düşünceleri küçüktür. Kendileri de
küçük ve basit olan bu zavallılar şu gelip geçici
dünyaya dalarlar da önlerinde kendilerini bekleyen zorlu ve
"ağır" bir günü gözardı ederler. Oysa
o gün hem sorumlulukları, hem sonuçları ve hem de gerçek
terazisindeki tartısı açısından "ağırlıklı"
bir gündür.
Bu adamların hiçbir sözlerine uyulmaz, tutturdukları
yolda peşlerinden gidilmez. Müminler ile ortak hedefleri ve
paylaşılır amaçları olamaz. Şu geçici
dünyadaki mallarına, mevkilerine ve konforlarına
imrenilmez. Çünkü şu dünyanın günleri sayılıdır,
nimeti ve konforu yetersizdir, sahiplerine gelince onlar da küçük
ve basit zavallılardır.
Bu arada onların kendi iyiliklerinin nerede olduğunu
göremedikleri dolaylı biçimde anlatılıyor.
Çünkü adamlar şu gelip geçici dünyayı tercih ederek
genel hesaplaşma işleminden sonra kendilerini zincirleri
ile, kelepçeleri ile, çılgın alevli cehennemi ile
bekleyip duran zorlu günü ihmal ediyorlar.
Bu ayet de Peygamberimizi ve çevresindeki müminleri şu
sevdikleri dünyaya ilişkin istediklerini elde eden müşrikler
karşısında yüreklendirmeye devam ediyor. Bùnun
yanısıra dünya tutkunlarına yöneltilmiş
üstü kapalı bir tehdit niteliğindedir.
Bu üstü kapalı tehdidi bir küçümseme ifadesi izliyor.
Bu ifadede o zavallıların Allah katındaki
önemsizlikleri vurgulanıyor. Çünkü kendilerine sahip
oldukları bu maddi gücü, bu caydırıcılığı
veren Allah dilerse kendilerini ortadan kaldırarak yerlerine
başkalarını getirebilir. Eğer böyle yapmıyor
da onları yerlerinde bırakıyorsa bunun bir hikmeti
vardır, O ezeli plânını bu hikmet
aracılığı ile yürütüyor.
Onlar güçleri ile yüce Allah'a karşı koyamazlar,
O'nunla başedemezler. Çünkü onları yaratan ve
övündükleri gücü kendilerine veren O'dur. O onları yok
edip yerlerine başka benzerlerini yaratabilir. Eğer
onlara mühlet veriyor da kendilerini benzerleri ile değiştirmiyorsa
bu bir yandan O'nun lütfunun ve bağışının,
öbür yandan da O'nun hükmünün ve hikmetinin sonucudur.
Ayet bu anlamından dolayı Peygamberimize ve
çevresindeki müminlere yönelik moral ve direnç aşılama
çabasının bir devamı, müminler ile karşıtlarının
gerçek durumlarını anlatan bir açıklamadır.
Bunun yanısıra şu dünyaya dalmış ve
ailelerin gücüne güvenerek şımarmış
şımarıklara yönelik donukluk bir uyarıdır.
Böylece onlardan Allah'ın nimetlerini
hatırlamaları isteniyor.
şımarıklıklarına gerekçe yaptıkları
ve karşılığında şükür etmedikleri
nimetlerini. Ayrıca bu nimetlerin ardında saklı
duran "sınanma" gerçeğinin farkına
varmaları da isteniyor. Bilindiği gibi bu sınav gerçeği
onlara surenin baş tarafında açıklanmıştı.
Arkasından müşrikler kendilerine tanınan
fırsat konusunda uyarılıyorlar. Sebebine gelince
Kur'an kendilerine gerçekleri sunuyor ve Kur'an'ın bir parçası
olan bu sure de onlara ana ilkeleri hatırlatıyor.
Okuyalım: