Bu ayetlerin ilkinde cennetteki iyi kulların içeceğinin
kafur karışımı bir sıvı olduğu
belirtiliyor. Cennetlikler yerden oluk oluk kaynayan bu bol ve gür
akışlı içeceği kâse kâse içerler. Eski
araplar içkilerine kimi zaman "kâfur" kimi zaman da
"zencefil" katarak onun lezzetini artırırlardı.
Bu yüzden onlara cennette, içine "kafur" karıştırılmış
bol ve gür bir içecek pınarının olduğu,
Üstelik bu içeceğin "temiz" yani sarhoşluk
vermeyen bir nitelik tanıdığı haber veriliyor.
Bu içeceğin dünya içkilerinden daha tatlı
olduğunu, vücuda verdiği hazzın dünya
içkilerinin sağladıkları hazdan üstün ve kat kat
fazla olduğunu söylemeye bile gerek yok. Biz dünyalılar,
cennet nimetlerinin lezzet düzeyini ve türünü kavrayamayız.
Belirtilen niteliklerin amacı, anlamayı
yakınlaştırmaktır. Çünkü yüce Allah
biliyor ki, insanlar bu nitelikler olmaksızın, o
bilgilerine kapatılmış gayb alemini hayallerinde
canlandıramazlar.
Cennetlikler ilk ayette "iyi kullar" ikinci ayette
ise "Allah'ın kulları" olarak
tanımlanıyorlar. Bu nimet ve onurlandırma sergisi
ortasında ilk tanımın amacı cana
yakınlık, ağırlama ve ayrıcalık
ilanı iken ikinci tanımlamanın amacı yüce
Allah'a yakınlık imajını pekiştirmektir.
ALLAH'IN İYİ KULLARI
Arkasından sözkonusu nimetlerle ödüllendirilecek olan
bu "iyiler"in, bu "Allah'ın has
kulları"nın tanıtımına geçiliyor.
Okuyoruz: