İnsan, normalde yüzünü ve vücudunu elleri ile korumaya
çalışır. Fakat orada ne elleriyle, ne de
ayakları ile ateşi başından savmaya güç
yetiremeyeceği için yüzü ile onu savmaya çalışacak,
onunla çetin azaptan korunmaya kalkışacaktır. Bu
da oradaki korkunun, sıkıntının,
ızdırabın şiddetini göstermektedir. Bu azabın
sıkıntısı altındayken bir de azarla
karşılaşıyorlar. Tam bu sırada
hayatlarının ürünü kendilerine veriliyor. Hem de nasıl
bir ürün:
"Kazandıklarınızın
karşılığını tadın" denir.
Bu sahneden sonra Hz. Muhammed'e karşı koyan
yalanlayıcılardan söz edilmeye geçiliyor. Önceleri
ilahi mesajı yalanlamış olanların
başlarına gelenler onlara anlatılıyor ki,
akıllarını başlarına alsınlar: