O

Zümer

O

   

17- Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı.

18- Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.

Ayet-i kerimede geçen "Tağut" kavramı tıpkı melekût, azamût ve rahamût gibidir. Tuğyan masdarının, çokluğu ve büyüklüğü ifade eden bir kipidir bu. Tağut, taşkınlık yapan ve sınırını aşan her şeydir. Tağuta ibadet yapmak-tan sakınanlar, herhangi bir şekilde Allah'ın dışındaki nesnelere kulluk yapmaktan sakınanların kendileridir. Yalnız Rabb'lerine yönelenler, yalnız O'na dönüş yapanlar, yalnız O'na karşı kulluk makamında duranlar da onlardır.

İşte, "Bunlara müjde vardır." Bu müjde onlara yüceler aleminden gelmektedir. Peygamber Allah'ın emri ile onu kendilerine açıklamaktadır: "Müjdele kullarımı" Bu, gerçekten yüce bir müjdedir. Bu müjdeyi kendilerine getiren de onurlandırılmış peygamberdir. Bu dahi tek başına büyük bir nimettir!

Bu müjdelenen insanların en belirgin vasıfları kulak verdikleri sözleri güzel dinleyip; kalplerinin bu sözlerin iyisini, güzel olanlarını alıp geriye kalanlarını terk etmeleridir. Kalpleri ve ruhları arındıran güzel sözlerden başkası onların içlerini açmaz ve ilgilerini çekmez. Temiz olan gönül, temiz ve güzel söze açılır. Onu alır ve ona karşılık verir. Kötü olan gönül ise ancak kötü sözden başkasına açılmaz ve yalnız ona karşılık verir.

"İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir."

Yüce Allah onların kalplerinde iyilik olduğunu bildiğinden onları, sözün güzeline kulak açmaya ve onu alıp kabul etmeye yöneltmiştir. Zaten doğru yola iletmek yalnız Allah'a mahsustur.

"İşte onlar akıl sahipleridir."

Aklı selim, sahibini arınmaya ve kurtuluşa ileten akıldır. Arınma ve kurtuluş yolunu izlemeyenin sanki aklı elinden alınmıştır. Sanki o, Allah'ın kendisine verdiği bu nimetten mahrumdur.

Bunların ahirette nimet içerisinde oluş sahneleri sergilenmeden önce tağuta kulluk yapanların cehenneme girdikleri belirtiliyor. Ve hiç kimsenin onları bu ateşten kurtaramayacağı ifade ediliyor:

 

 

O

 

O