O |
Zuhruf
|
O |
|
81- De ki: "Eğer Rahman'ın çocuğu
olsaydı O'na tapanlardan ilki ben olurdum."
82- Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan
Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir,
münezzehtir.
83- Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine
kavuşuncaya kadar dal sın, oyalansınlar.
Müşrikler meleklerin Allah'ın kızları
olduklarını ileri sürerek onlara tapıyorlardı.
Oysa şayet yüce Allah'ın çocuğu olsaydı en
başta ona kulluk sunması ve bunu bilmesi gereken
Allah'ın peygamberi ve elçisidir. Çünkü Hz. Peygamber
Allah'a yakındır ve Allah'a ibadet sunmakta, O'nun
emrine uymakta gevşeklik göstermez. Şayet onların
ileri sürdükleri gibi Allah'ın bir çocuğu varsa ona
gereken saygıyı göstermekte kusur etmez. Oysa Hz.
Peygamber -salât ve selâm üzerine olsun- Allah'tan başkasına
kulluk sunmuyor. bu da başlıbaşına,
Allah'ın evladı olduğuna ilişkin
iddialarının dayanaksız, asılsız,
delilsiz olduğunun kanıtıdır. Hiç kuşkusuz
yüce Allah bu saçma iddiadan, bu dayanaksız
yakıştırmadan uzaktır.
"Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın da Rabbi olan
Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir,
münezzehtir:'
İnsan "Arşın Rabbi" ifadesinin
işaret ettiği şu gökleri, yeri, her ikisini yönle ndiren
kusursuz düzeni,
hareketlerindeki ahengi, bu kusursuz düzenin arka planda yeralan
yüceliği, ululuğu, egemenliği ve üstünlüğü
düşündüğü zaman, müşriklerin ileri sürdüğü
türden tüm iddialar, bütün kuruntular küçülür, basitleşir.
O zaman bozulmamış fıtratının yalın
mantığı ile, bütün bunları meydana getiren,
onları yoktan vareden zata, doğan ve üreyen hiçbir
yaratığın benzememesi gerektiğini kavrar. Bu yüzden
bunun gibi sözlerin boş, saçma, anlamsız ve rastgele
savrulmuş olduğunu, bunları tartışmaya,
üzerinde konuşmaya değmediğini, önemsenmemesi
veya yerilmesi gereken sözler olduğunu anlar.
"Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine
kavuşuncaya kadar dalsın, oyalansınlar."
Bir sahnesini az önce gördükleri o günkü akıbetleri
gelip çatana kadar oyalansınlar.
Sonra surenin akışı -onları önemsiz varlıklar
gibi bir kenara bırakıp, kendi hallerine
terk ettikten
sonra- yüce yaratıcıyı, gökler, yeryüzü ve
yüce arş üzerindeki Rabblığına
yaraşır biçimde övmeye, O'nun bir ve ortaksız
olduğunu vurgulamaya koyuluyor:
|
|
O |
|
O |
|