O |
Zariyat
|
O |
|
10- O çeşitli görüşleri atan yalancılar
kahrolsun.
11- Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını
bilmezler.
12- "Ceza günü ne zaman?" diye sorarlar.
13- O gün onların ateşe sokulacakları gündür.
14- "Azabımızı tadın! Acele gelmesini
beklediğiniz şey budur işte "
denir.
Ayette geçen "Hars" kelimesi, hassas bir
ölçüye dayanmayan tahmine dayalı takdir ve zan demektir.
Allah Teala o ölçüye dayanmayan tahmini yürütenlere ölüm
bedduasında bulunmaktadır. Aman Allah'ım ne kadar
korkunç! Allah'ın onların hakkında ölüm istemesi
(bedduası) onların ölüm fermanı demektir. "O
çeşitli görüşleri atan yalancılar kahr olsun".
Az sonra
durumları daha da açıklık kazanıyor. "Onlar
aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler."
Onlar, sapıklık ve vehimlere gömülmüşlerdir,
uyanıp bir türlü kendilerine gelmezler. Bu ifade, onların
cehalet ve gaflet içinde çevrelerinde olan hiçbir şeyi
hissetmez ve düşünmez bir halde sanki sarhoşlar gibi
gaflet içinde gezinip durduklarını belirtirken
bambaşka bir izlenim uyandırmakta ve vermektedir.
Çünkü onlar aklı başında ve bilinçli her akıllının
görüp kabul edeceği apaçık bir konuyu düşünüp
kavrayamıyorlar ve "Ceza
günü ne zaman? diye sorarlar". Bilmek
ve öğrenmek için değil, fakat ayette gösterildiği
gibi özellikle "eyyane"
kelimesini
kullanarak sormalarından anlaşılacağı
üzere, yalanlamak ve o günün geleceğini uzak bir ihtimal
ve imkansız gördüklerini belirtmek için soruyorlar.
Bundan dolayı, Allah Teala onların imkansız ve
tuhaf gördükleri kıyamet günündeki tabloları ile
yansıtıyor onları. Onlar bu tabloda maden
cevherinin özü cürufundan ayrılsın diye
yıkılması gibi ateşte
yıkılıyorlar. "O
gün onların ateşe sokulacakları gündür."
Ve bunun yanısıra, o sıkıntı dolu durumda
bir de acı verici azarlama vardır: "Azabımızı
tadın! Acele gelmesini beklediğiniz budur işte."
Onların durumlarını canlandıran bu ifade
sorularına en güzel cevaptır. Tablodaki bu şiddet
sahnesi ise o yalancıların içinde yaşadıkları
gaflet ve umursamazlık hallerine bir
karşılıktır. Bu da yüce Allah'ın
onların ölümlerini istemesinin doğruluğuna bir
delildir. Hem de kendilerinin ateşe sokulacakları günde
en şiddetli ve en katı biçimi ile...
MUTTAKİLERİN İBADETİ
Öbür tarafta, karşı sayfada başka bir tablo
canlanmaktadır. Bir başka grubun, kesin olarak inanan,
kendini kuruntulara kaptırmayan, sakınan, böbürlenmeyen
uyanık olan, ibadet eden ve
bağışlanmasını dileyen ve ömrünü
cehalet ve gaflet içinde geçirmeyen bir grubun tablosu
canlanmaktadır.
|
|
O |
|
O |
|