Aman Allah'ım! Ne kadar güzel bir sahnedir bu! Onca yılların
ve nice günlerin ardından, karamsarlıkların ve düş
kırıklıklarının ardından,
acıların ve sıkıntıların
ardından, sınavlara ve belalara maruz
bırakılmanın ardından, dayanılmaz
özlemlerin, bitmeyen üzüntülerin ve sızım
sızım sızlatan dertlerin ardından geliveren ne
görkemli bir sahnedir bu!
Hıncahınç heyecan, duygu, sevinç ve gözyaşı
dolu bir sahnedir bu!
Bu son sahneyle, ilk sahne arasında da öylesine güzel
bir uyum var ki! Başlangıçta bütünüyle bir gayb,
geleceğe ilişkin bir bilinmezlik durumundaydı tüm
bunlar. Son sahnedeyse bir bakıyoruz, tüm bunlar bizzat yaşanıyor!
Ve tüm bunlar yaşanırken bakıyoruz ki, Hz. Yakub
yine hiçbir zaman unutmadığı Allah'ını
anıyor:
"Hz. Yakub ailesi, Hz. Yusuf'un yanına
vardığında O, ana-babasını
bağrına bastı ve `Allah'ın izni ile
Mısır'a güven içinde giriniz' dedi."
Anne ve babasını kendi makam koltuğuna
oturttuğu sırada, kardeşlerinin onun önünde secde
etmeleriyle rüyasının yorumunu somut bir biç,imde
kendi gözleriyle görerek, rüyasını
hatırlatıyor. Onbir yıldız, güneş ve
ayın kendisine secde ettiklerini görmüştü rüyasında.
İşte şu an kardeşleri önünde secdeye kapanmışlardı:
"Ana-babasını makam koltuğuna oturttu, bu
arada hep birlikte önünde secdeye kapandılar. Bunun
üzerine Hz. Yusuf, bahasına dedi ki; `Babacığım,
bu olay, bir zamanlar gördüğüm rüyamın somut
yorumudur, Rabbim o rüyayı gerçeğe dönüştürdü.'.."
Ardından Allah'ın kendisine göstermiş
olduğu lütufları anlatıyor:
"Ayrıca beni hapisten çıkararak ve
şeytanın kışkırtması sonucunda
kardeşlerimle aramın açılmasından sonra
sizleri çöl ortasından kaldırıp yanıma
getirerek, bana lütufta bulundu."
Dilediğini gerçekleştirmek için yaptığı
plan noktasında da Allah'ın lütufkâr olduğunu
belirtiyor:
"Hiç kuşkusuz Rabbim, dilediklerine karşı
lütufkâr davranır."
O, istediği her şeyi lütufkâr bir biçimde,
insanlar anlamayacağı ve sezemeyecek denli sessizce ve
dikkatlice gerçekleştiriverir:
"O her şeyi bilen ve her
yaptığını yerinde yapandır."
"Kıssanın başında Hz. Yusuf rüyasını
anlattığında, Hz. Yakub da aynı şeyi söylemişti:
"Hiç kuşkusuz Rabbin, her şeyi bilen ve her
yaptığını yerinde yapandır." Kıssanın
başıyla sonu arasında, sözlerde bile özdeşlik
olduğu gözleniyor...
ALLAH'A YÖNELİŞ VE DUA
Bu çarpıcı son sahnenin perdesi kapanmazdan önce
Hz. Yusuf'un, buluşmanın verdiği heyecan, onlarla
sarılıp kucaklaşma, neşelenme, sevinç, makam,
otorite, güvence ve konforu, kısacası her şeyi bir
kenara bırakarak Rabbine yöneldiğini, O'na şükürler
ettiğini, O'nu andığını görüyoruz!
Yönetimde zirveye ulaşmış ve tüm düşlerinin
gerçekleşmesinin sevincini tatmış olduğu bir
sırada bile, O Rabbine yönelerek, O'ndan sadece, canının
müslüman olarak alınmasını ve iyiler arasına
katılmasını istemektedir: