O

Yusuf

O

   

41- "Ey hapishane arkadaşlarım, rüyalarınızın yorumuna gelince biriniz eskisi gibi efendisine içki sunacak, öbürünüz ise idam edilecek ve başını kuşlar kemirecek. Benden yorumlamamı istediğiniz rüyalara ilişkin hüküm bu şekilde kesinleşti. "

Nezaketinden, ayrıca böylesi bir şer ve kötülük karşısında elinden bir şey gelmeyeceğinden ötürü, hangisini müjdeli hangisini de karayazının beklediğini belirtmiyor. Ancak onlara, Allah'ın kendisine lütfettiği bilgiye göre bu meselenin kesinliğini vurguluyor:

"Benden yorumlamamı istediğiniz rüyalara ilişkin hüküm bu şekilde kesinleşti."

Bu iş, Allah'ın belirlediği gibi noktalanacaktır.

Yusuf, kralın araştırıp soruşturmaksızın verdiği bir emirle suçsuz yere yatıyordu. Bu tür çevrelerde sık sık rastlandığı gibi, kralın çevresindeki kimi jurnalciler, Yusuf'un başvezirin eşi ve diğer kadınlarla olan meselesini bütünüyle çarpıtarak aktarmış ve böylece kralı dolduruşa getirmiş olmalıydılar. Yusuf krala, davasının gerçekten soruşturulması için meselesini iletebilmek istiyordu:'

42- Yusuf, kurtulacağını tahmin ettiği arkadaşına "Efendinin yanında benden söz et" dedi. Fakat şeytan, efendisine Yusuf'tan sözetmeyi adama unutturdu; bu yüzden Yusuf, daha birkaç yıl hapiste kaldı.

Efendinin yanında, benim durumumu, halimi, meselemin gerçek yüzünü ı! O ki, onun şeriatını benimsemen, onun hükümlerine boyun eğmen nedeniyle senin hüküm koyucu yöneticin ve efendin; dolayısıyla rabbin durumundadır! Nitekim ayette "efendi", "rabb" sözcüğüyle ifade ediliyor! Rabb sözcüğü, efendi, yönetici, egemen ve yasa koyucu demektir... Buradaki ayette, bir islâmi terim olarak "rabbliğin" anlamı noktasında bir pekiştirme sözkonusudur. Burada dikkat çekici bir husus var: "Çoban" kralları, Firavunlar gibi bizzat sözle rabbliklerini iddia etmiş değildirler. Yine, Firavunlar gibi kendilerini tanrı ya da tanrılar olarak da nitelemiş değildirler. Ama egemenlik ve hüküm belirleyicilik noktasında, bir rabb görünümüne bürünmüşlerdir! Oysa bu da, rabblığın anlamına dahil bulunmaktadır!

Ayette Hz. Yusuf'un yaptığı yorumun gerçekleştiği, olayların Yusuf'un yorumladığı biçimde geliştiği aktarılmıyor. Bundan hiç söz edilmeksizin geçilmesinden, tüm bunların gerçekleştiğini anlıyoruz. Yusuf'un, kurtulacağını sanmış olduğu kimse kurtulmuştur. Gerçekten kurtulmuş ama, Yusuf'un ricasını yerine getirmemiştir.. Zira Yusuf'un kendisine söylediği sözleri unutmuştur. Yeniden kavuştuğu saray yaşamının yoğunluğu ve şatafatı arasında, Yusuf'u efendisine hatırlatmayı unutmuştur. Hapisten kurtulmasının ardından, bir daha ne Yusuf'u hatırlamıştır, ne de Hz. Yusuf'un meselesini:

"Fakat şeytan, efendisine Yusuf'tan sözetmeyi unutturdu." "Bu yüzden Yusuf daha birkaç yıl hapiste kaldı."

Ayetteki "le-bi-se (kalmak)" fiilinin öznesi Yusuf'tur. Yüce Allah Yusuf'un sorununun, bir kulun yardımıyla ya da bir kulun parmağının karıştığı bir vesileyle çözümlenmesine izin vermiyor. Böylece Yusuf'a; O'nun dilerse tüm vesileleri işlemez hale getirebileceğini, çözümün sadece O'nun elinde bulunduğunu öğretmek istiyor. Bu, Yusuf'un O'nun seçkin kıldığı, nimetler bahşettiği bir kimse oluşundan ötürüydü.

Kuşkusuz yüce Allah'ın gerçek kulları, O'na tam bir içtenlikle yönelmek, tüm meselelerinde bütünüyle sadece O'na teslim olmak, attıkları her adımda O'nun denetimini arzulamak durumundadırlar. İnsanı zaaflarından ötürü bu tutumlarını bir an için sergileyememe durumu ortaya çıkınca, yüce Allah yine lütfederek onları, sözkonusu tutumlarını yine koruyabilecek bir bilince kavuşturur. Bu bilinci kazandıktan, zevkini tadıp kuşandıktan sonra onların yüce Allah'a karşı itaat, rıza, sevgi ve özlem içerisinde olduklarını görürüz... Böylelikle, Allah'ın onlar üzerindeki nimeti de tamamlanmış olur...

KRALIN RÜYASI

Şimdi, kralın meclisindeyiz. Kendisi için çok önemli bulduğu bir rüya görmüştür. Çevresindeki ileri gelenlerden, kâhinlerden ve geleceği okumayla ilgilenen kimselerden, rüyasının yorumunu istemektedir:

 

 

O

 

O