İşte kıyamet sahnelerinden birinde şefaatçıların
ve ortakların durumu böyle dile getirilmektedir. Bu canlı
bir sahnedir. Ortak koşulanların şefaatçıların,
kendi kullarını Allah'ın azabından
koruyamayacaklarını, onları korumaya ve kurtarmaya
güç yetiremeyeceklerini soyut bir haber olarak vermekten çok
daha etkilidir.
Bunların hepsi toptan Mahşer yerine gidecektir... Kâfirler
de ortak koşulanlar da... Onlar, bunların Allah'ın
ortakları olduklarına inanıyorlardı. Fakat
Kur'an onlara, `kendi ortakları' adını veriyor. Böylece
bir taraftan bu düşünceyi küçümsüyor, bir taraftan da
bu ortakları kendilerinin icad ettikleri ve onların hiçbir
zaman Allah'a ortak olmadıklarına işaret ediyor.
Bunların hepsine, kâfirlere ve koştukları
ortaklarına birden şu ferman çıkıyor:
Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten
sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.
İşte kendilerine ibadet edilen ortakların
halı budur!.. Onlar zayıf yaratıklardır.
Kendilerine tâbi olanların günahından
sıyrılmak istiyorlar. Yalnız Allah'ı
şahit olarak gösteriyorlar. İştirak etmedikleri
bir günahtan kurtulmayı talep ediyorlar!
İşte bu sırada, bu apaçık meydanda herkese
dünyada işledikleri amellerin hepsi bildirilir. Bilgi ve
deneyim sahibi bir insan gibi, bu amellerinin kendisini nereye götüreceğini
herkes anlar.
"İşte orada herkes, geçmişteki her
davranışının yararını ve
zararını somut olarak görür."
İşte orada herkesin kendisine dönüş
yaptığı tek ve gerçek olan Allah'a karşı
durumu ortaya çıkar.
"İnsanların tümü gerçek sahipleri olan
Allah'a döndürülürler."
Burada müşrikler kendi iddialarından, inançlarından
ve ilahlarından gerçek hiçbir şey bulamazlar.
Bunların hepsi kendilerinden kaçmıştır.
Artık bunların hepsi yokolmuştur.
"Ve yakıştırdıkları düzmece
ilahlar yanlarından kayboluverir."
İşte bu şekilde Mahşer meydanı ile
ilgili bir sahne, bütün gerçekliği, bütün realiteleri,
olayları, bütün etkileri ve bütün imajları ile gözler
önüne serilmiş olmaktadır. Kur'an bu sahneyi birkaç
kelime ile ortaya koyuyor. Bunlar insanın gönlünde, kuru
bir haber verme ve uzun boylu diyalektik deliller ile elde
edilmeyen etkiler bırakıyor.
GERÇEK RABBİNİZ
Saçma ve temelsiz iddiaların geçersiz olduğunu,
Mahşer yerine ve oradaki olaylara egemen olan Allah'ın
gerçek dost olduğunu ortaya koyan Mahşer gezisinden
sonra, içinde yaşadıkları pratik hayatın
realitesine, yakından tanıdıkları iç
dünyalarına, hayatta gördükleri sahnelere, hatta onların
kendilerinin bile bunların hepsinin Allah tarafından
yaratıldığını ve O'nun tarafından
idare edildiğini kabul etmelerine geçmektedir: