49- Çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek
çığlığı beklerler.
50- O zaman, artık ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine
dönebilirler.
51- Sur'a üflenince, kâbirlerinden Rabb'lerine koşarak
çıkarlar.
52- Dediler; "vah bize, bizi
yarattığımız yerden kim kaldırdı?
İşte Rahman'ın vadettiği şey budur. Demek
peygamber doğru söylemiş.
"
53- Sadece bir tek nara olur, hem
en
onların hepsi huzurumuza getirilirler.
54- O gün, hiç kimseye bir haksızlık yapılmaz
ve
siz ancak
yaptığınızın cezasını
çekersiniz.
Yalancılar soruyorlar: "Ve eğer doğru söylüyorsanız
bu tehdit ettiğiniz azab ne zaman gelecek diyorlar." Ve
bu soruya çarpıcı bir sahne cevap olarak gelmektedir...
Diri olan her şeyi yıldırım gibi vuran,
hayatı ve hayatta kalanları bitiren bir çığlık...
"Çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek
çığlığı beklerler." "O zaman
artık ne vasiyet edebilirler ne de ailele
rine
dönebilirler."
Bu çığlık onlar hayat sahnesinde mücadele ve
didişmeye daldıkları, o çığlığı
hiç ummadıkları ve onu hiç de hesaba katmadıkları
anda ansızın gelip yakalar... Artık onlar
bitmiştir... Herkes bulunduğu durum üzeredir. Geride bıraktığını
kimseyi devredemez, ailesine dönüp de bir tek kelime bile
söylemez. Onlar neredeler? Onlar da aynen kendisi gibi oldukları
yerde toplanmışlardır.
Bir süre sonra Sur'a üflenir. Ve derhal kâbirlerinden
silkinip kalkarlar. Dehşet ve korku içinde birbirlerine
sormaya başlarlar: "Dediler; vah bize, bizi
yattığımız yerden kim kaldırdı?"
Sonra şaşkınlıkları bir nebze
yatışınca, olup biteni anlayıp kavrarlar: "İşte
Rahman'ın vadettiği şey
budur.
Demek peygamberler doğru söylemiş." derler.
Bu sesleniş, duyulur duyulmaz... Birden şu aklı
başından gitmiş, şaşkın,
perişan ve dehşet içinde kalmış bir durumda,
insan yığınları hızlı adımlarla
Rabb'inin huzuruna gitmektedirler. "Sadece bir tek nara
olur, hemen onların hepsi huzurumuza getirilirler." Ve
saflar düzenlenir. Göz açıp kapayıncaya kadar ses
hızıyla ilâhi huzurda herkes hazır hale gelir. Ve
birden yüce karar mahşerin havası, hesaba çekilménin
ve gerekli karşılığı görmenin dehşeti
içinde herkese ilan edilir: "O gün hiç kimseye haksızlık
yapılmak ve siz ancak yaptığınızın
cezasını çekersiniz."
Her üç sahnenin büyük bir hızla gerçekleşmesi
ile, apaçık olan vaad günü hakkında tereddüt ve
şüpheye düşenlere verilen red cevabı
arasında bir uyumluluk vardır.
Sonra ilâhi ifadenin akışı, müminlerin hesaba
çekilme manzarasını canlandırmamakta ve hemen
onların elde ettikleri nimetleri sergilemektedir.