O

Yasin

O

   

41- Onlar için bir delil de. onların çocuklarını dolu gemide taşımamız.

42- Ve kendilerine onun gibi binecekleri nice şeyler yaratmamızdır.

43- Dilersek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirdi.

44- Ancak bizden bir rahmet ve belli bir süreye kadar yaşatma vardır.

İfadenin akışında yıldızlar ve yörüngelerinde yüzen gezegenlerle Ademoğlunun neslini taşıyan ve suda yüzen dolu-dolu gemiler arasında çok hoş bir uyum vardır... Görünümlerinde bir uyum vardır... Her ikisinin de yüce Allah'ın emrine boyun eğmelerinde ve hem denizde hem de uzayda yüce Allah'ın kudreti ile onları yüzdürmesinde bir ilişki vardır.

Bu da önceki gibi insanların görüp de üzerinde iyice düşünmeden geçtiği ayet ve delillerden biridir. Hatta eğer gözlerini bu olay ve delillere açsalar, kendilerine daha yakın ve anlaşılması daha kolaydır. Herhalde burada sözü edilen dolu gemi, insanlığın ikinci atası olan Nuh'un gemisi olsa gerek. Ki, o gemi Hz. Adem'in neslini taşımıştı. Sonra yüce Allah onun benzeri olan ve deryaları yara yara yol alan şu gemileri verdi onlara...

Bütün bunlar, yüce Allah'ın kudreti, evrene hükmeden, onu yöneten ve gemileri suyun yüzünde yüzdürmek için belirlemiş olduğu tabiat kanunlarıdır. Gemileri suda yüzdüren etmenler; o gemilerin özellikleri, suyun özellikleri, rüzgarın ve buharın özellikleri, atomdan veya atom dışı güç kaynaklarından çıkan enerjidir. Bütün bunlar yüce Allah'ın emri ve yaratması sayesindedir.

"Dilersek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirdi."

Bir gemi ne kadar ağır, ne kadar büyük ve yapısı ne kadar sağlam olursa olsun bu engin sularda rüzgârın önündeki bir kuş tüyüne benzer. Eğer yüce Allah'ın rahmeti olmasa gemi gecenin veya gündüzün bir anında helak olup mahvolur gider. Deniz yolculuğuna çıkan kimseler, denizi ister yelkenli ile geçsinler, ister okyanusları aşan transatlantik türü gemilerle geçsinler, yine de denizin dehşetini, onun korkunç tehlikesi ve karşı koyulamaz kabarmasına karşı emniyetten yoksun olmanın ne demek olduğunu anlarlar. Ve gökte ve yerde kendisinden başka hiçbir elin tutamadığı azgın boynunun o kutsal rahmet elinin dizginlediği bu dehşetli yaratığın ortasında yol alırken dalga ve kasırgalar arasında yegane kurtarıcının yüce Allah olduğunu hissederler. Bu da Hakim ve Habir olan yüce Allah'ın takdiri uyarınca, belirlenen süre doluncaya ve takdir edilmiş zaman gelinceye kadar belli bir süreye kadar "yaşatma vardır" devam eder.

Bunca açık delillere rağmen, bazı kullar inkârlarına devam ediyorlar. Bir türlü gözleri Hak yola yönelmiyor, kalpleri uyanmıyor, alaylar yalanlamalar ve peygamberlerin ikaz ettiği azabı hemen istemeye devam ediyorlar:

 

 

O

 

O