30- Yazık şu kullara! Kendilerine hangi elçi gelse,
onu alaya alıyorlardı.
31- Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik.
Onlar bir daha kendilerine dönüp gelmezler.
32- Hepsi toplandığı zaman huzurumuza
getirileceklerdir.
Bu ayetteki "Hasret" sözcüğü, çok zor bir
durum karşısında insanın elinden üzülüp yakınmaktan
başka bir şey gelmediği zaman duyduğu iç
tepkiyi, psikolojik durumu ifade eder. Yüce Allah'ın
kulları için üzülüp yanması düşünülemez.
Fakat O, bu gibi kulların durumlarının,
hayıflanmayı gerektirecek nitelikte olduğunu ifade
etmektedir. Çünkü onlar gerçekten sonu tehlikeli olan ve
büyük belaları içeren esef verici durumdadırlar.
Ey yakınma ve pişmanlık! Gel şu
kulların üstüne! Ellerine kurtulma fırsatı geçip
de onu değerlendirmeyen, kendilerinden önce helak olanların
akıbetlerini görüp de ibret almayan ve faydalanmayan
kimselerin üzerine zaman zaman yüce Allah rahmet kapılarını
açıp da kendilerine peygamber gönderdiği halde, bu
bağıştan yüz çevirip yüce Allah'a karşı
edepsizce davranan bu kulların gel üstüne... "Kendilerine
hangi elçi gelse, onu alaya alıyorlardı."
"Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri yok
ettik.
Onlar bir daha kendilerine dönüp gelmezler."
Akıp
giden yıllar boyu ve uzun çağlar geçtiği halde
geri dönmeyen o insanların helak olmalarında, evet
bunda düşünen kimse için öğüt vardır... Fakat
bu zavallı kullar aynı sona doğru ilerledikleri
halde düşünmüyorlar. Halbuki bu acıklı durum
gibi hayıflanmaya değer başka ne vardır ki?
Bir hayvan bile yanı başında kendi cinsinden
birisinin ölümünü görünce sarsılır, korkusundan
yerinde duramaz ve elinden geldiğince ondan kendini
sakınmaya çalışır. Ne oluyor bu insana ki,
ard arda meydana gelen yok oluşları gözüyle gördüğü
halde aynı helak yoluna isteyerek gidiyor. Gurur onu
oyalıyor ve korkunç akıbeti görmesine engel olup aldatıyor.
Çağlar boyu süregelen bu uzun felaketler zinciri gözler
önüne serilmiş durumda, fakat kullar sanki kör gibi bunları
görmüyorlar.
Helak olup gidenler, arkalarından gelen nesiller, tekrar
geri dönmüyorlarsa, bu demek değildir ki, artık
onların yakaları bırakılmış ve bir müddet
sonra hesaba çekilmekten kurtulmuşlardır.
"Hepsi toplandığı zaman huzurumuza
getirileceklerdir."