O

Talak

O

   

4- Kadınlarınızın içinden adetten kesilmiş olanlarla, henüz adetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

5- Bu Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür.

Boşanma sonrası bekleme döneminin süresine ilişkin bu sınırlandırma hayız görmeyen, bir de hamile olmayan kadınlar içindir. Hayız görmeme durumu hem hayızdan kesilmiş kocamış kadınlar hem de yaşının küçüklüğünden veya bir hastalıktan dolayı henüz hayız görmeyen kadınları kapsıyor. Buna göre daha önce Bakara suresinde açıklanan süre hayız gören kadınlar içindir (Bu da üç hayız görme dönemidir veya üç defa hayızdan temizlenmedir. Bu farklılık fıkhi görüş ayrılıklarından kaynaklanır.) Fakat adetten kesilmiş olanlar ve hiç adet görmeyenlerle ilgili hüküm biraz karışıktı. Bu süre neye göre ve nasıl hesaplanacaktı? işte bu ayet indi ve meselenin üzerindeki kuşku havasını ve karışıklığı giderdi. Ve her ikisinin de bekleme süresini üç ay olarak belirledi. Çünkü her ikisi de ötekilerin bekleme sürelerinde esas alınan hayızı görmüyorlardı. Fakat hamile kadınların bekleme süreleri doğumla sınırlandırıldı. Boşanmadan sonra bu surenin uzun veya kısa olması fark etmez. Doğumdan sonra kırk gün loğusalıktan temizlenme dönemi olsa da doğum boşanmış kadının bekleme süresinin sonu olarak kabul edilir. Çünkü doğumla birlikte ana rahminin boş olduğu kesinlik kazanmıştır, Dolayısıyla beklemeye gerek yoktur. Doğumla birlikte boşanan kadın boşayan kocasından kesin olarak ayrılır. Bundan sonra beklemenin bir gerekçesi yoktur. Çünkü kadın yeni bir evlilik sözleşmesi (nikah) olmaksızın artık kesinlikle kocasına dönemez. Kuşkusuz yüce Allah her şey için bir ölçü belirlemiştir. Şu halde onun koyduğu her hükmün bir gerekçesi, bir hikmeti vardır.

İşte mesele ile ilgili hüküm budur. Şimdi de uyarı amaçlı mesajlar ve değerlendirmeler yer alıyor:

"Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir."

İşlerinin kolayca çözümlenmesi her insanın beklentisidir, içinde taşıdığı umududur. Hiç kuşkusuz yüce Allah'ın herhangi bir kulunun bütün işlerini kolaylaştırması; zorlanmadan, sıkılmadan, meşakkat çekmeden, daralmadan işlerinin kolayca hallolması, bilinç ve doğa tasarımda işleri kolayca ele alması, hareket ve davranışta kolayca üstesinden gelmesi, sonuçlarını, akıbetlerini kolayca ve hoşnutlukla elde etmesi ve Allah'a kavuşana kadar kolay, rahat, esenlik dolu bir hayat yaşaması büyük bir nimettir. Dikkat edin! Bu ifade, hayatın diğer alanlarında her işin kolayca çözümlenmesi için kişiyi boşanma işinde kolaylaştırıcı bir rol üstlenmeye teşvik ediyor.

"Bu Allah'ın size indirdiği buyruğudur."

Biraz önceki ile birlikte yer alan ve aynı amaca yönelik bir diğer mesaj. Bu mesaj insanın dikkatini emrin kaynağına çekiyor ve emrin ciddiyetle ele alınmasını ima ediyor. Kuşkusuz bu emri Allah indirmiştir. Ve müminlerin uyması için indirmiştir. Şu halde bu emre uymak imanın anlamının gerçekleşmesidir, onlarla Allah arasındaki iletişimin gerçek mahiyetiyle ortaya çıkmasıdır.

Ve tekrar takvaya, bu meselede sürekli gündeme getirilen Allah korkusuna dönülüyor:

"Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür."

Birinci de işlerin kolaylaştırılması... İkincide kötülüklerin silinmesi, ardından verilecek ödülün daha da büyütülmesi... Hiç kuşkusuz bu insanı teşvik eden bir lütuf, coşturan bir öneridir... Ve bu genel bir hüküm, tüm durumları kapsayan bir vaaddir. Fakat bu vaadin gölgesi boşanma konusuna yansıtılıyor, bu sayede insan kalbi Allah bilinci ile, onun engin lütfu ile dolup taşıyor. Öyleyse Allah kendisini kolaylıkla, bağışlanma ve büyük ödüllerle bürüdüğü halde neden kendisi işi zorlaştırsın, içinden çıkılmaz hale getirsin?

 

 

O

 

O