O |
Tä-Hä
|
O |
|
68- Allah ona dedi ki; "Korkma, üstün gelecek olan
sensin. "
69- "Sağ elindeki değneğini yere
atıver de onların gösterdikleri marifetleri yutuversin.
Onların hünerleri, bir büyücü hilesinden ibarettir.
Büyücü hiçbir yerde başarılı olamaz. "
Korkma, üstün olan sensin. Çünkü sen "hak"
taraftarısın, onlar ise "batıl"yanlılarıdır.
Sen inancına dayanıyorsun, onlar ise sanatlarına güveniyorlar.
Sen bağlısı olduğun sistemin
doğruluğunu kanıtlamak için meydana atıldın,
onların bu yarışmadan bekledikleri ise ücret ve
kazançtır. Sen en büyük güç ile ilişki
kurmuşsun, onlar ise ne kadar azgınlık ve
zorbalık yapsa da günün birinde ölüp gidecek olan bir
yaratığa hizmet edïyorlar.
Sakın korkma, "sağ
elindekini atıver." Hz.
Musâ'nın elindekinin önemini büyütmek için "belirtisiz"
bir ifade kullanılıyor. "Elindeki, onların
gösterdikleri marifetleri yutuversin." Onların gösterisi,
usta bir büyücünün ortaya koyduğu bir büyü eylemidir.
Oysa büyücü, nereye giderse gitsin, hangi yolu tutturursa
tuttursun, başarıya eremez. Çünkü o hayal peşinde
koşar ve hayal oyunu oynar. Dayanağı
değişmez, kalıcı, gerçek değildir. Onun
durumu, gerçeğe dayanan, gücünü doğrudan alan
"hak" yanlısı karşısındaki bütün
eğrilik (batıl) taraftarları gibidir. Eğrilik
taraftarının eğrisi, kimi zaman görkemli, parlak,
havalı ve korkunç görülebilir. Bu göz aldanmasına
ancak gerçeğin (hakk'ın) hava atmayan, küstahlığa
kalkışmayan, gösterişe tenezzül etmeyen müthiş
gizli gücünü fark edemeyenler uğrayabilirler. Gerçeğin
gücü hava atmaz, ama sonunda eğrinin, batılın
beynine balyoz gibi iniverir de bir de bakarsın ki,
batılın defteri dürülmüş, gerçek tarafından
yutuluvermiş, yokolmuş, gözden kaybolmuştur.
Hz. Musa elindeki değneği yere atar atmaz, büyük
sürpriz meydana geldi. Ayet,bu sürprizin büyüklüğünü,
büyücülerin vicdanlarında meydana getirdiği etkinin
sarsıcılığı yolu ile anlatıyor. Bu büyücüler
en ateşli bir kazanma hırsı ile bu
karşılaşmaya çıkmışlardı.
Yarışmaya çıkmaya
hazırlandıklarından beri sürekli biçimde
birbirlerini yüreklendirmişler, hatta birbirlerini
kışkırtmışlardı. Üstelik hepsi de
sanatlarının seçkin ustalarıdır. Hatta bu yüzden
Hz. Musa'nın gönlüne gizli bir korku salmayı bile
başarmışlar, bir peygamber olmasına
rağmen yere attıkları değneklerini ve
sopalarını sürüngen yılanlarmış gibi görmesini
sağlamışlardır.
Ayet, büyücülerin vicdanlarında meydana gelen bu sürpriz
sarsıntıyı köklü bir duygu değişikliği
ve tam bir başkalaşım olarak ifade ediyor. Öyle ki,
adamlar bu durumlarını sözlere dökemiyorlar, neye uğradıklarını
anlatacak söz bulamıyorlar.
70- Bunu üzerine büyücüler secdeye kapanarak "Biz Musa
ile Harun'un Rabbine inandık" dediler.
Bu, duyarlı sinirlere rastladığı için
bütün vücudu sarsan, elektrik düğmesine
bastığı için ışığı
yakarak karanlıkları dağıtan bir
dokunuştur. Bu, imanın insan kalbine akarak içindeki
kâfirliği bir anda müzminliğe dönüştürmesidir.
Fakat zorbalar bu ince sırrı nereden anlayacaklar?
Onların kalplerin nasıl değiştiklerini
kavramaları hiç beklenebilir mi? Onlar çoktan beri azgınlık
ve sapıklık bataklığında debelendikleri için;
bağlılarının bir tek parmak işareti ile
önlerinde eğilmelerine hep alıştıkları için
yüce Allah'ın kalplerin değiştiricisi
olduğunu; yüce Allah ile bağlantı kuran, Ondan güç
alan, O'nun nuru ile aydınlanan kalbin başka hiçbir
kimsenin egemenliğini kabul etmeyeceğini çoktan unutmuşlardır.
Ayetleri okuyalım:
|
|
O |
|
O |
|