arada adımı
anmayı hiç ihmal etmeyiniz. Bu sizin cephaneniz, silahınız,
sırtınızı vereceğiniz sağlam
dayanağınız, düşmez kalenizdir. Firavun'a
gidiniz. Ben seni vaktiyle onun kötülüğünden korumuştum.
O zaman yeni doğmuş bir bebektin. Bir sandukaya
kapatıldın, sanduka nehre atıldı ve dalgalar
onu kıyıya bıraktı. Bu terör senin kılına
dokunamadı, bu korkular sana hiçbir zarar vermedi. Oysa
şimdi eğitimlisin, donanımlısın, göreve
hazırsın. Şimdikinden çok daha kötü, çok daha
büyük tehlikelerden kurtulduğuna göre artılı
sana bir şey olmaz.
Kardeşinle birlikte Firavun'a gidiniz. Çünkü o iyice azıttı,
gemiyi azıya aldı, zorbalığını
ayrı boyutlara vardırdı. Okuyalım:
"Ona yumuşak sözler söyleyiniz."
Çünkü yumuşak söz, karşı tarafı
kızdırmaz; onun günahla, kötülükle gururlanma damarını
kabartmaz. Azgın zorbaların başını döndüren
kof bencillik kompleksini depreştirmez. Tersine kalbi
uyarır. Uyanan kalp ise öğüt alır,
azgınlığın sonundan korkmaya başlar. .
Kardeşinle Firavun'a gidiniz. Giderken doğru yola dönmez
önyargısına kapılarak umutsuzluğa
kapılmayınız. Öğütlerinizi dinleyebilir,
kötülüklerinden korkup vazgeçebilir iyimserliği içinde
olunuz. Çünkü eğer bir çağrı görevlisi, çağrısının
etkisi ile karşısındaki kimsenin doğru yola
gelebileceğini ummazsa, coşku için çağrı görevini
yapamaz, karşı tarafın ayak diremeleri ve inkârcılığı
ile yüzyüze gelince tüm gücü ile davasını
savunmayı sürdüremez.
Hiç kuşkusuz yüce Allah, Firavun'un başına
neler geleceğini, sonunun nasıl olacağını
biliyor. Fakat her işte olduğu gibi, çağrı görevinde
de sebeplere yapışmak gereklidir. Yüce Allah, insanları
yaptıklarına göre, bu yaptıkları kendi dünyalarında
meydana geldikten sonra, hesaba çeker. Gerçi O, olup-bitenlerin
öyle olacağını baştan bilir. Çünkü yüce
Allah'ın olayların geleceğine ilişkin bilgisi
şimdiki zamana ve geçmişe ilişkin bilgisi gibidir,
O'nun bilgisi açısından zaman dilimleri arasında
hiçbir fark yoktur.
DAVETE İLİŞKİN İLAHI TALİMAT
Buraya kadar yüce Allah, Hz. Musâ ya sesleniyordu. Sahne
çölde geçen bir "söyleşi" sahnesi idi. Bu
noktada ise mesafelerin, boyutların ve zamanların dürülüp
aşıldığına tanık oluyoruz. Bir de
bakıyoruz ki, Hz. Musa, kardeşi Harun ile beraberdir.
İkisi birlikte Rabb'lerine sesleniyorlar. Firavun ile
karşılaşmalarına ilişkin
korkularını, kendilerine hemen işkence
yapacağından, çağrıları
karşısında öfkelénip küplere bineceğinden
endişe ettiklerini açıklıyorlar. Okuyalım: