28- "Doğru söylüyorsanız bu fetih ne zaman?"
diyorlar.
29- De ki; "Fetih günü gelince inkâr edenlere, o zaman
inanmaları fayda vermez ve kendilerine mühlet de verilmez.
"
30- Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da
beklemektedirler.
Ayetin orijinalinde geçen "fetih" iki grup arasındaki
görüş ve inanç ayrılığını bir
çözüme bağlama, yüce Allah'ın azabı bir süre
erteleme hususunda önceden tasarladığı hikmetten
habersiz olarak yakın bir zamanda gerçekleşmemesine
aldandıkları tehdidin, gerçekleşmesi
anlamındadır. Yüce Allah'ın bir hikmete göre
belirlediği bu süre onların istediği ile
ertelenmez, öne alınmaz. Ayrıca onlar bu azabı
başlarından savamazlar ve kesinlikle ondan kurtulamazlar.
"De ki; Fetih günü gelince inkâr edenlere, o zaman
inanmaları fayda vermez ve kendilerine mühlet de verilmez."
Bugünün, yüce Allah'ın kâfirliklerini
sürdürürlerken onları suçüstü yakaladığı,
bundan sonra kendilerine mühlet tanımadığı ve
bundan sonra inanmalarının fayda vermediği dünya
hayatındaki bir gün olması ile mühlet isteyip de
isteklerinin yerine getirilmediği ahiretteki gün olması
fark etmez.
Bu cevap eklemleri birbirinden koparacak kadar etkiliyor,
kalpleri tiril-tiril titretiyor... Bunun ardından surenin son
mesajı geliyor.
"Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da
beklemektedirler." Bu ifadenin geri planında
peygamberin onların işinden elini çekmesinden, onları
kaçınılmaz akibetleri ile başbaşa
bırakmasından sonra beklemenin akibetine ilişkin
gizli bir tehdit vardır.
Bu gezintilerden, işaretlerden, sahne ve etkenlerden,
insan kalbini her yönden saran, tüm yolları kapatan çeşitli
mesajlardan sonra bu sure işte bu derin etkili mesajla sona
eriyor.
SECDE SURESİNİN SONU