23- Andolsun biz Musa'ya kitabı verdik. Ey Muhammed!
Sakın sen ona kavuşacağından şüphe etme.
Ona İsrailoğullarını yol gösterici yaptık.
24- Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle
inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla
doğru yola götüren önderler yaptık.
"Ey Muhammed! Sakın sen ona
kavuşacağından şüphe etme." Ara cümleciğinin
yorumu, Hz. Peygamberin getirdiği gerçek üzerinde kararlı
olması bu gerçeğin Hz. Musa'nın da kendi
kitabında getirdiği değişmez gerçeğin
aynısı olduğunu, her iki peygamberin ve her
iki kitabın aynı gerçek etrafında
birleştikleri şeklindedir. Bu yorum, bana göre
bazı müfessirlerin, bunun Hz. Peygamberin İsra ve
Mirac gecesinde Hz. Musa ile buluşmasına yönelik bir işaret
olduğu şeklindeki açıklamadan daha doğrudur.
Çünkü değişmeyen bir gerçek ve aynı inanç
sistemi etrafında birleşmek, ancak söz konusu edilmeye
değerdir. Peygamber efendimize,
karşılaştığı yalanlama ve karalama
hareketleri karşısında; müslümanlara, yüzyüze
geldikleri baskı ve işkenceler karşısında
kararlı olma mesajını veren bir konu içinde, bu
açıklama daha gerçekçi olur. Ayrıca bu açıklama
bundan sonra gelen ayetin anlamı ile de
uyuşmaktadır. "Sabrettikleri ve ayetlerimize
kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden,
buyruğumuzla doğru yola götüren önderler yaptık."
Burada amaç o sıralarda Mekke'deki müslüman azınlığa,
İsrailoğulları arasındaki seçkinler gibi
sabretmeleri, tıpkı onlar gibi Allah'ın ayetlerine
kesin şekilde iman etmeleri, böylece onlar
İsrailoğullarına yol gösterici önderler oldukları
gibi, kendilerinin de müslüman kitleye önderler olmaları
mesajını vermek, bunun yanı sıra önderlik ve
kılavuzluğun yolunun sabır ve kesin inanç olduğunu
vurgulamaktır.
Bundan sonra İsrailoğulları'nın
arasında görüş ayrılıklarının
baş göstermesi meselesine gelince, bunun çözümü Allah'a
kalmıştır: