51- Onları birde paniğe
kapıldıklarında görsen! kaçacakları hiçbir
yer yok. Cehennemin yakınında yakayı ele
vermişlerdir.
52- "O'na inandık" derler, ama artık iyice
uzağında kaldıkları imanı nasıl
yakalayacaklardır?
53- Vaktiyle onu inkâr etmişlerdi, o zaman uzaktan
karanlığa taş atıyorlardı.
54- Şimdi kendileri ile özlemleri arasına perde
gerildi. Tıpkı daha önceki yoldaşlarına
yapıldığı gibi. Hiç kuşkusuz onlar koyu
bir şüphe içinde idiler.
Evet; "Keşki onları görsen!" Sahne,
izleyicilerin bakışlarına sunulmuştur.
Ansızın karşılaştıkları
dehşetten dolayı "Paniğe
kapıldıklarında" Galiba kaçmak istiyorlar,
ama "kaçacakları hiçbir yer yok." Çünkü
"Cehennemin yakınında yakayı ele
vermişlerdir." O yüzden bu ümitsiz girişimleri
başarısız kalmış; bu yersiz hareketleri
bulundukları yerden uzaklaşmalarını
sağlayamamıştır.
Şimdi zamanı geçtikten, fırsat kaçtıktan
sonra "O'na inandık" derler. "Ama
artık iyice uzağında kaldıkları
imanı nasıl yakalayacaklar?" Şimdi
oldukları yerde imanı nasıl ele geçireceklerdir?
Çünkü iman etme yeri şimdi çok uzaklarındadır,
onun yeri dünya idi. Oradayken bu fırsatı kaçırmışlardı.
"Vaktiyle onu inkâr etmişlerdi." İpin
ucunu kaçırmışlardır, bu gün onu ele geçirme
imkânları kalmamıştır. "O zaman
uzaktan karanlığa taş atıyorlardı." Dünyadayken
bu günü inkâr etmelerinin anlamı buydu. "Bu gün"
o zaman onlar için bir "gayp" konusu idi. Bunu inkâr
etmek için ellerinde hiçbir kanıt' yoktu. Bu yüzden yaptıkları
şey uzaktan karanlığa taş atmaktı.
Şimdi de yine uzaklarda kalan "Ahirete ilişkin
imanı" yakalamaya kalkışıyorlar!
"Şimdi kendileri ile özlemleri arasına perde
gerildi."
Bu özlemleri zamansız iman girişimleri, gözleri
ile gördükleri azaptan yakayı sıyırmak ve
yüzyüze geldikleri tehlikeden kurtulmaktır. "Tıpkı
daha önceki yoldaşlarına yapıldığı
gibi" Yüce Allah yakalarına
yapışması üzerine bu uygulamaya konan kesin
karardan ve bu hükümden kaçıp kurtulmaları imkânı
kalmadıktan sonra onlar ile özlemleri arasına da perde
gerilmişti.
"Onlar koyu bir şüphe içinde idiler."
Ama dünyadaki koyu kuşkudan sonra şimdi somut
realite ile yüz yüzedirler, artık en ufak bir tereddütleri
kalmamıştır!
Bu kısa, bu çarpıcı, bu yüksek frekanslı
mesajla sure noktalanıyor. Surenin sonunu bir kıyamet
sahnesi oluşturuyor. Bu sahne surenin üzerinde yoğunlaştığı
ve çarpıcı vurgulamalarla işlediği
kıyamet konusunu gözlerimizin önüne seriyor. Zaten surenin
bütün bölümlerinin sonunda ve bölüm aralarında da
aynı konuya dikkatlerimiz çekilmişti. Demek ki, bu konu
ile söze giren sure, yine aynı konunun çarpıcı
bir tasviri ile noktalanmıştır.