DOKUNAKLI BİR GEZİNTİ
22- Müşriklere de ki; "Allah dışında
ilâh olduklarını sandığınız
putları imdada çağırınız bakalım.
Onlar ne göklerde ve ne de yeryüzünde zerre kadar bir şeye
sahip değildirler. Gökler ile yeryüzü üzerinde hiçbir
ortaklıkları olmadığı gibi onların
hiçbiri Allah'ın yardımcın da değildir. "
Burada gökleri ve yeryüzünü kapsamına alan geniş
alanlı bir meydan okuma ile karşı
karşıyayız. Cümle cümle okuyalım:
"Müşriklere de ki; `Allah dışında ilâh
olduklarını sandığınız putları
imdada çağırınız' bakalım."
Onları çağrınız da gelsinler. Gelsinler de
söylesinler bakalım, göklerde ve yeryüzünde önemli ya da
önemsiz neyin sahibidirler? Ya da bu soruya onlar yerine siz
cevaplandırın. Devam ediyoruz:
"Onlar ne göklerde ve ne de yeryüzünde zerre kadar bir
şeye sahip değildirler."
Bu düzmece ilâhların göklerde ve yeryüzündeki en
küçük bir şeyin mülkiyetini iddia etmeleri mümkün değildir.
Çünkü herhangi bir şeyin sahibi o şeyi istediği
gibi kullanır. Peki bu düzmece ilâhların yüce Allah'ın
mülkiyeti dışında kalan bir şeyleri var
mı? Bu uçsuz-bucaksız evrende hangi nesneyi bir mülkiyet
sahibinin rahatlığı ile serbestçe kullanabilirler?
Bu düzmece ilâhların yerde ve göklerde zerre kadar
ortaksız bir mülkleri olmadığı gibi ortak
sıfatı ile de hiçbir mülkleri yoktur. Okuyoruz:
"Gökler ile yeryüzü üzerinde hiçbir ortaklıkları
yoktur."
Yüce Allah hiçbir konuda bunlardan yardım almaz.
Çünkü O'nun hiç kimsenin yardımına ihtiyacı
yoktur. Okuyoruz:
"Bunların hiçbiri Allah'ın
yardımcısı da değildir"
Anlaşılan ayetin bu cümlesinde yüce Allah'a koşulan
düzmece ortakların belirli bir türüne değiniliyor. Bu
"belirli tür" meleklerdir. Bilindiği gibi Araplar
melekleri, yüce Allah'ın kızları sayarlar ve O'nun
katında kendilerine aracılık
yapacaklarını ileri sürerlerdi. Belki de onlar "Biz
onlara sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye
tapıyoruz" diyenler arasındaydılar. (Zümer
Suresi, 3) Bundan dolayı bir sonraki ayette meleklerin onlara
aracılık edeceği şeklindeki beklentileri
kesinlikle reddediliyor. Bu red açıklaması yüce Allah'ın
huzurunda tüyler ürpertici bir sahnede yapılıyor.
Okuyalım: