Bu sahne çarpıcı bir evrensel sahnedir. Aynı
zamanda o inkârcıların gördükleri ve algıladıkları
olaylara dayanıyor. Sebebine gelince yerin sarsılarak
alt-üst olması doğa olayıdır. Ayrıca
kimi hikâyelerin ve söylentilerin de konusu olduğu görülür.
Gökten yere parçaların düşmesi de onlara yabancı
bir olay değildir. Gök taşları düştüğünde
ve şimşek olaylarında bunun benzeri meydana
gelmektedir. Yani onlar bu sahnede canlandırılan
olayların benzerlerini ya görmüşler ya da
işitmişlerdir. Buna göre bu dokunuş, kıyamet
gününün geleceğini ihtimal dışı sayan bu
koyu gafilleri uyarabilir. Çünkü bu tabloda görüyorlar ki,
azap son derece yakınlarındadır. Eğer yüce
Allah onları daha kıyamet kapmadan, şu dünyadayken
azaba çarptırmak istese şu üzerinde gezindikleri
yerden ya da başları üzerindeki gökten kaynaklanacak
azaplarla onları cezalandırabilir. Buna göre ne zaman
kopacağını yalnız yüce Allah'ın
bildiği kıyamet günü onların pek
uzağında değildir. Yolunu
şaşırmış "fasık"lardan hiç
kimse yüce Allah'ın acı süprizlerinden emin olamaz.
Gözleri önünde çeşitli gök ve yer olayları
meydana geliyor. Bunların yanı sıra bir yer
sarsıntısı sırasında her an
toprağın alt-üst olması ya da gök parçalarının
başlarına yağması muhtemeldir. İşte
tevbe edip Allah'a dönen, az önce sözü edilen koyu sapıklığın
pençesinde olmayan kalp için bu gerçekten alınacak ders
vardır. Okuyoruz:
"Allah'a bağlı her kulun bundan
alacağı ders vardır."
Sure bazı şükür ve şımarıklık
örnekleri karşımıza çıkarır.
Bunların yanı sıra yüce Allah'ın çeşitli
doğal güçleri ve yaratık dilediği
kullarının emrine verdiği anlatılır. Bu güçler
ve yaratıklar normalde insanın emrine girmez. Ama yüce
Allah'ın gücü ve dileği insanların normal
alışkanlıkları ile kayıtlı
değildir. Bu örnekler anlatılırken bir
kısmı şeytanlara ilişkin olan bazı gerçekler
meydana çıkar. Bilindiği gibi bazı müşrikler
bu şeytanlara tapıyorlar ya da onlardan gayb
konuları hakkında bilgi istiyorlardı. Oysa
gaybın bilgisi şeytanlara kapalı idi. Bunun
yanı sıra şeytanın, insanı
kışkırtmasının, yoldan çıkarmasının
mahiyetini öğreniyoruz. Aslında şeytanın
insan üzerinde hiçbir yaptırım gücü, hiçbir nüfuzu
yoktur. İnsan, gönüllü olarak şeytana kendini ayartma
imkânı vermektedir. Bunların yanı sıra yüce
Allah'ın şu önlemine dikkatlerimiz çekiliyor. Yüce
Allah, insanların gizli kalmış
davranışlarını ortaya döker, bunları
somut olaylar biçiminde meydana çıkarır. Amaç bu
davranışların
karşılıklarının sahipleri tarafından
görülmesidir. Surenin ilk "aşama"sı gibi, bu
"aşama"sı da ahiretten söz ederek noktalanıyor.