O |
Saffat
|
O |
|
158- Allah'la cinler arasında soy bağı
uydurdular. Andolsun cinler de, kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini
bilir.
159- Naşa, Allah, onların taktıkları
sıfatlardan münezzehtir.
160- .4llah'a gönülden bağlı kullar, bunların
dışındadır.
Cahiliye Arapları, meleklerin Allah'ın
kızları olduklarını söylüyorlar ve onları
Allah'ın çocukları olarak cinlerin
doğurduğuna inanıyorlardı. Bu
hısımlık ve akrabalıktı. Oysa cinler,
kendilerinin Allah'ın yaratıklarından biri
olduklarını ve kıyamet günü Allah'ın izni
ile huzuruna çıkarılacaklarını
biliyorlardı. O halde akrabalık ve
hısımlık muamelesi böyle olmazdı.
Burada, yüce Allah kendi zatını bu tutarsız
iftiradan uzak kılmaktadır. "Haşa,
Allah onların taktıkları sıfatlardan münezzehtir."
Yüce Allah azap için zorla getirilecek olan cinler
zümresinden, mü'min olanlarını ayırmaktadır.
Çünkü cinlerin arasında inananlar vardır.
Sonra ilahi sözler, müşriklere, onların
taptıkları düzmece ilahlara ve taşıdıkları
bozuk inançlarına yönelmekte ve ifade tarzından ortaya
çıktığı gibi, onlara bu hitap meleklerden yöneltilmektedir.
161- Ey inkârcılar! Ne siz ne de
taptıklarınız. ·
162- Kimseyi Allah'a karşı kandırıp yoldan
çıkaramazsınız. ·
163- Ancak cehenneme girecek olanları
kandırırsınız. ·
164- Melekler: "Bizim içimizden herkesin belli makamı
vardır. " ·
165- "Şüphesiz biz sıra sıra
duranlarız. " ·
166-"Allah'ı tesbih edenleriz. "
Yani siz ve taptıklarınız, Allah'a
karşı kullarının aklını çelemez,
cehenneme girmesi takdir olunan cehennemliklerden sayılanlar
hariç, kimseyi saptıramazsınız. Sizler, mü'min
olarak yaratılmış ve boyun eğenler zümresinden
olan bir kalbi saptıramazsınız. Cehennemin bilinen
türden bir yakıtı vardır. O "yakıt''ın
fitneye düşmeye ve fitnecilere kulak vermeye uygun bir
mizacı vardır.
Melekler o masala şöyle cevap verir: İçlerinden her
birinin daha ilerisine geçemeyeceği bir makamı
vardır. Kendileri Allah'ın kullarından olup Allah'a
itaatle görevlidirler. Namaz için saf saf dizilip Allah'a hamd
ile tesbih etmektedirler. Her biri yine bir derecededirler. Ve
hadlerini aşmazlar. Allah yine O Allah'dır.
İfadenin akışı bundan sonra, bu
masalları öne süren müşriklerden söz etmeye başlar.
Onların vaad ve sözlerini yüzlerine vurur. "İbrahim
ve ondan sonra gelenlerden, öncekilerden bizim de yanımızda
bir zikir olsaydı, bizler de iman dan
bir hayli derece
elde eder ve o imanımız sayesinde Allah bizi seçer ve
tercih ederdi" demişlerdi.
167- Putperestler şöyle diyorlardı. ·
168- Eğer yanımızda evvelkilere gelen bir
uyarı kitabı olsaydı. ·
169- Elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk. ·
170- Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının
sonucunu bileceklerdir.
Nihayet kendilerine kitap gelince hem de şu yeryüzüne
inen kitapların en büyüğü inince, daha önce söylemiş
oldukları sözlere sahip çıkmadılar. "İnkârlarının
akıbetini ileride bilecekler" sözündeki gizli
tehdit, temenni etmelerinden ve verdikleri sözden sonra inkârlarına
uygundur. Bu tehdit münasebeti ile, yüce Allah peygamberlerine
zafer ve galibiyet müjdesi vermektedir:
|
|
O |
|
O |
|