58- Andolsun; biz bu Kur'an'da insanlara her çeşit misali
getirip anlattık. Onlara bir ayet getirdiğin zaman inkâr
edenler; "Siz ancak geleneklerinizi iptal edenlerden başkası
değilsiniz " derler.
59- İşte Allah, bilmeyenlerin kalplerini böyle
mühürler.
Zaman ve mekân açısından çok farklı bir
konuya geçiliyor, fakat anlatımın akışı
içinde yakının yakınıymış gibi
geliyor. Zaman, mekân dürülüyor bir de bakıyorlar ki, bir
kere daha Kur'an'ın önündeler ve O'nda her örnek, her
türlü hitap, kalpleri akılları uyarmak için her vasıta,
derinden etkileyen ilham veren dokunuşlar mevcut. Yine O, her
ortamda, her yörede, her akla ve her kalbe hitap ediyor. Fakat
durumlarını ve hayat evrelerinin her birinde insan
psikolojisine hitap ediyor. Fakat onlar -tüm bunlara karşın-
her ayeti yalanlıyorlar. Yalanlamakla da yetinmiyor, gerçek
bilgi sahiplerine saldırıyor, onlar hakkında: "Sïz
ancak geleneklerinizi iptal edenlerden başkası değilsiniz"
derler.
"İşte Allah, bilmeyenlerin kalplerini böyle
mühürler."
İşte böyle. Kalplerinin
ışığı sönmüş bilmeyenlerin, bu
gidiş ve tutulan yoldan ötürü sağduyuları
Allah'ın ayetlerini kavramaya açılmadığından
bilgi ve hidayet ehline saldırmaktalar. Allah'ın göz ve
kalplerinin durumunu bilmesine karşın, işin iç
yüzünü kavrama yetkilerini körleştirmesi ve kalplerini
damgala-masını hak ediyorlar da! ..
SABIR VE SONUÇ
Müşriklerle, evren, tarih, kendi özleri ve hayat
evrelerinde geçen bu gezintilerin ve onların tüm bunlara
karşın, küfür ve büyüklenmelerini sürdürmelerinin
ardından suredeki son vurgu geliyor... Son vurgu
Peygamberimiz ve O'nunla birlikte olan mü'minlerin kalplerine bir
yön verme görünümünde geliyor:
60- Sen şimdi sabret. Bil ki, Allah'ın sözü
gerçektir. Ïnanmayanlar seni telaşa ve gevşekliğe
düşürmesinler.
Kimi durumlarda sonsuz görünen uzun dikenli yolda,
mü'minlerin azığı; sabır, Allah'ın hak
vaadine güven ve tedirginlik duymadan, sarsılmadan,
şaşırmadan ve kuşkuya kapılmadan
direnmedir. Diğerlerinin sarsılmaları, hakkı
yalanlamaları ve Allah'ın vaadi konusunda kuşkuya
kapılmalarına karşın sabır, güven ve
direnme... Farklılığın nedeni, onların
bilgi ve kesin imana ulaşma sebeplerinden yoksun
oluşları... Allah'ın ipi ile
bağlantıyı sürdürmeyi başaran ve ona
tutunmuş olan mü'minlerin izleyecekleri yol; ne ölçüde
uzun, sis ve bulutlardan ötürü ne ölçüde de sonu görünmez
olursa olsun doğal olarak sabır, Allah'ın vaadine güvenme
ve zorluklara direnme yoludur!
Birkaç yıl içinde Rumlar'ın ve mü'minlerin zafer
kazanacaklarına ilişkin Allah'ın vaadi ile
başlayan sure, Allah'ın vaadi gelene dek sabredilmesi ve
inanmayanların imanı sarsma girişimlerine
karşı direnilmesi buyruğuyla sona eriyor.
Görüldüğü gibi başlangıç ve sonuç bir uyum
oluşturmaktalar. Sure sona ererken kalpte; Allah'ın
vaadinin doğruluğu ve zayıflamaz, sarsılmaz
kesin inancı, güçlü biçimde pekiştiren bir vurguyla
kalıyor.
RUM SURESİNİN SONU