Bu işaret, insan kalbini engin bir coşku ile
dolduruyor. Bu coşku, insan hangi doğrultuya yönelirse,
hangi tarafa dönerse bakışlarını hangi
ufuklara dikerse yüce Allah'ın orada olduğuna
ilişkin bilinçten kaynaklanır. Buna göre "doğu"ların
ve "batı"ların bulunduğu yerlerde yüce
Allah vardır. Yüce Allah "Rabb"lık
sıfatı ile, dileği ile, sınırsız
otoritesi ile, nuru ile, yönlendirmesi ve doğru yola erdiren
rehberliği ile oralardadır.
Burada sözü edilen "iki doğu"dan ve "iki
batı"dan maksat güneş ile ayın doğup
battıkları yerler olabilir. Bu yorum, yukardaki
ayetlerin birinde güneş ile ayın yüce Allah'ın
nimetleri arasında anılmış olmaları ile
uyuşmaktadır. Ayrıca bu kavramlar, güneşin
yaz ve kış mevsimlerindeki farklı doğuş
ve batış yerleri olduğuna dikkatlerimizi çekme
amacı da taşıyabilirler.
Her neyse bizim öncelikle dikkat edeceğimiz espri bu
işaretin çağrışımıdır. Bu çağrışımın
içeriği şudur: "Doğu" ve "batı"
diye adlandırdığımız yerlerde -diğer
her yerde olduğu gibi- yüce Allah vardır. Gezegenleri,
yıldızları, sistemleri hareket ettiren el, O'nun güçlü
elidir. O'nun nuru, O'nun "Rabb'lık otoritesi evrenin
her tarafına yayılmıştır. Doğulara
ve batılara yönelik böyle bir düşünce, böyle bir
irdeleme çabası, böyle bir gözlem insan kalbine bilinç
birikimi, insan kafasına ruhları ve organları
coşturan bir bilinç birikimi kazandırır.
Yüce Allah'ın "iki doğu'' ve "iki
batı" üzerindeki egemenliği, O'nun evren
Sözkonusu "iki doğu" ve "iki batı"
yüce Allah'ın iki doğal mucizesi olmalarının
ötesinde aynı zamanda insanlara ve cinlere yönelik iki
ilâhi nimettirler. Çünkü bu iki doğal olay yeryüzünün
tüm sakinlerine yarar sunmaktadır. Hatta hayatın temel
sebeplerinden birdirler. Öyle ki, bu olaylardan biri ya da her
ikisi aksasa yaşama şartları ortadan kalkar.
Uzak ufuklara doğru çıkılan bu gezintinin
arkasında yine yeryüzüne dönülüyor. Dikkatler bu
gezegenin kabuğunu saran suya çekiliyor. Bu suyun her aşaması
belirli bir plâna bağlıdır. Yüce Allah onun
türünü, akacağı yerleri ve sağlayacağı
yararları inceden inceye plânlamıştır.
Okuyoruz: