vazgeçmeyin: '
Bunlar onların kulluk sundukları en büyük putlardı.
Bu putlara Hz. Muhammed'in peygamber olarak görevlendirildiği
döneme kadar ibadet ediliyordu.
İşte sapık ve saptırıcı liderler,
her cahiliye ortamında yaygın olan sloganlara uygun çeşitli
isim ve görüntüler altında putlar dikerler. Bu
putların etrafında bağlılar, izleyiciler
oluştururlar. Onların kalplerinde bu putlara yönelik
bir gayret, bir hamiyet duygusu meydana getirirler. Ardından
bu yulardan tutup onları istedikleri tarafa yöneltirler.
Kendilerine yönelik itaat ve bağlılığın
garantisi olan sapıklığın içinde yüzmelerini
sağlarlar. "Böylece bir çoğunu
saptırdılar." Değişik komplolarla, düzen
ve ısrarlı propagandalarla Allah'ın
davasının önünü tıkamak, kalpleri davetçilerin
açıklamalarının etkisinden uzaklaştırmak
için insanları taştan, ağaçtan, tarihsel kişiliklerden,
ideolojilerden oluşan putların etrafında biraraya
getiren her dönemdeki sapık liderler gibi...
Burada, seçkin peygamber Hz. Nuh'un gönlünden, komplocu,
düzenbaz, Sapık ve saptırıcı zalimlere yönelik
şu beddua kopuyor:
"Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece
şaşkınlığını arttır."
Bu beddua uzun süre mücadele eden, çok meşakkat çeken,
her türlü yola başvurduktan sonra zalim, azgın ve kin
anlayışlı kalplerde hayır
olmadığını anlayan, bunların hidayeti
hakketmediklerini, kurtuluşa layık
olmadığını gören bir kalpten yükseliyor.
Surenin akışı Hz. Nuh'un duasının
devamını sunmadan önce, suçlu zalimlerin dünya ve
ahirette uğradıkları akıbete değiniyor.
Çünkü ahiret olgusu da tıpkı dünya gibi Allah'ın
bilgisine göre şu anda fiilen mevcuttur. Gerçekleşmesi
kaçınılmaz realite açısından da durum böyledir: