Kuşkusuz bu çaba, peygamberin düşmanlarının
onu haktan, adaletten ve doğruluktan saptırmak için
sarf ettikleri çeşitli renkten ve türden çabanın
sadece bir tanesidir. Ancak her defasında yüce Allah, lütfu
ve rahmetiyle onu korumuştur: Düzenbaz komplocular hep
kendilerini yanıltmış, kendileri
sapıklığa dalıp gitmişlerdir.
Peygamberimizin hayatı bu tür çabalarla doludur. Onun
kurtuluşu ve doğruyu bulması, komplolar düzenleyenlerin
de sapıtmaları ve zarar etmesiyle sonuçlanmış
tüm çabalar...
İşte yüce Allah bu lütfu ve rahmetini hatırlatmaktadır.
Aynı zamanda Allah'ın lütfu ve rahmeti sayesinde,
kendisine hiçbir zarar veremeyeceklerini bildirerek güven
vermektedir ona.
Bu son komplodan koruması, masum birine
haksızlık etmekten, suçluyu da aklamaktan kurtarması,
kendisi için gerçeği olduğu gibi ortaya çıkarıp
komplocuları göstermek sûretiyle yaptığı
iyiliği hatırlatıyor. Hz. Peygambere bu münasebetle,
daha büyük olan peygamberlik nimeti de hatırlatılıyor.
"Allah kitabı ve hikmeti indirerek sana, daha önce
bilmediğin gerçekleri öğretmiştir. Hiç şüphesiz
Allah'ın sana yönelik lütfu son derece büyüktür."
Yeryüzünde Allah'ın "insan" türüne yaptığı
bir lütuftur bu. İnsanlık bu ! lütufla birlikte
yeniden doğmuştur adeta. Bu lütuf, ilk ruhun nefesiyle
ilk defa nasıl meydana gelmişse öylesine, yeni baştan
meydana gelmesidir insanlığın.
İnsanlığı eşsiz ve olağanüstü
ilahi hayat metodu aracılığıyla cahiliye
bataklığından erişilmez zirveye çıkma
çabasına daha da yükselten bir nimettir bu.
Bu nimetin değerini, hem İslâm'ı hem de -eskisi
ve çağdaşıyla- cahiliyeyi tanıyan; İslâm'ı
da cahiliyeyi de tadan bilebilir.
Yüce Allah'ın bu nimeti, Resulullah (salât ve selâm
üzerine olsun)'a hatırlatmasına gelince; bunun nedeni,
Resulullah'ın bu nimeti ilk defa öğrenen ve
tanıyan olmasıdır. Bunu bilip tadan en büyük
insan olmasıdır. En iyi bileni ve en çok tadına
varanı olmasıdır. "Daha önce bilmediğin
gerçekleri öğretmiştir. Hiç şüphesiz Allah'ın
sana yönelik lütfu son derece
Bu ders, birçok noktada, geçen dersle bağlantılıdır.
Bir kere bazı ayetleri, Beşir b. Ubeyrik'in irtidat
etmesi, Resulullah'a zıt düşmesi ve bu derste düşüncesi,
ahmaklığı, şeytanla ilişkileri ve
şeytanın üzerindeki etkinliği, söz konusu edilen
cahiliye hayatına yeniden dönmesi gibi yahudi olayından
sonra meydana gelen olayları yorumlamak ve
değerlendirmek için nazil olmuştur ayetler. Bu arada yüce
Allah'ın kendisine ortak koşulmasını
bağışlamadığı, bunun
dışındaki günahları dilediğine
bağışladığı da bildirilmektedir.
İkinci olarak bu ders; fısıldaşma ve
komploları söz konusu etmektedir. Geceleyin kararlaştırıp
fısıldaştıkları, bu olayda olduğu
gibi, gizli konuşmalarının çoğunda iyilik
namına birşeyin bulunmadığını
belirtmektedir. Bu arada yüce Allah'ın sevdiği
fısıldaşma çeşitlerini de açıklamaktadır.
Buna göre, hayır, iyilik ve insanların
arasını bulmak amacıyla fısıldaşmak
yüce Allah'ın hoşnud olduğu bir
davranıştır. Bu ve diğer
fısıldaşmanın
karşılığının yüce Allah'ın
katında olduğunu da belirtmektedir. Son olarak, yüce
Allah'ın, yapılan işleri onlarla
değerlendirdiği adil kuralları bildirmektedir. Bu
kurallar hiçbir insanın arzu ve isteğine uymaz. Ne müslümanların
ne de Ehl-i Kitab'ın... Yalnızca yüce Allah'ın
mutlak adaletine ve şayet insanların arzusuna uyacak
olursa, göklerle yerin düzeninin bozulacağı belirtilen
hakka döndürülmektedir.
Bu açıdan ders, konu ve yöneliş
bakımından geçen dersle aynı yollarda
birleşmektedir.
Sonra ders, eğitsel ve toplumsal düzenden kaynaklanan
üstünlüğüyle, insanlığa önderlik yapan bir
ümmet olması hedeflenen bu kitlenin hazırlanması,
içindeki beşeri zaaf ve cahiliye toplumu
kalıntılarının giderilmesi ve her alanda
birlikte savaşa girişmesi amacına yönelik hikmetli
eğitim metodu aşamalarından birini
oluşturmaktadır. Bu, çeşitli konularıyla sûrenin
üzerinde durduğu ve bütünüyle Kur'an'ın eğitim
metodunun yöneldiği bir amaçtır.