Yeryüzünde savaş için sefere çıkan biri, Rabbi
ile sürekli bir bağ kurmaya son derece muhtaçtır. Bu
bağ, içinde bulunduğu durumda kendisine
yardımcı olur. Karşılaşacağı
tehlikeler ve yol boyunca kurulan tuzaklara karşı mühimmat
ve cephanesini tamamlar. Kuşkusuz namaz, yüce Allah'la
kurulan en yakın bağdır. Namaz, zor. ve
acılı anlarda müslümanların onunla Allah'tan
yardım dilemeleri .istenen bir silahtır. Bir korku veya
sıkıntı ile
karşılaştıkları an yüce Alläh onlara.
şöyle seslenmektedir: "Sabrederek ve namaz kılarak
Allah'tan yardım dileyin." (Bakara Suresi, 45)
Bu yüzden burada yerinde bir münasebetle; kendisine ihtiyaç
duyulan çaresizlik anında namaz
hatırlatılmaktadır. Çünkü yolculuk esnasında
korkuya kapılan birinin kalbi Allah'ı anmakla kendini güvencede
hissetmeye son derece muhtaçtır. Toprağını
terk edip göç eden biri Allah'ın himayesine
sığınmaya ne kadar muhtaçtır. Bununla beraber
-içindeki kıyam, rukû ve secdelerle birlikte eksiksiz bir
namaz yolcuyu yakınındaki tuzaklardan kurtulmaktan
alıkoyabilir. Yahut düşmanlarının dikkatini
çektirip tanınmasına neden olabilir. Rukû ve secdeye
giderken yakalayıp esir alabilirler onu. Düşmanların
tuzağından korktuğu anda yolcuya namazı
kısaltması izninin verilmesinin nedeni bu olsa gerektir.
Burada sözü edilen kısaltmadan, İmam Cassas'ın
tercilı ettiği anlamı kabul ediyoruz. Buna göre
dört rekatlık namazları iki rekat kılmak
şeklindeki kısaltma kastedilmiyor. Bu izin, korku ve
yakalanma endişesi olsun olmasın mutlak anlamda her
yolcuya verilen bir izindir. Hatta yolcunun -Resulullah'ın (salât
ve selâm üzerine olsun) her yolculuğunda
yaptığı gibi- namazını
kısaltması tercih edilir. Öyle ki en tercihe şayan
görüşe göre yolcunun namazı tam kılması
doğru değildir.
O halde -korku ve yakalanma endişesi durumunda- geçerli
olan bu izin, her yolcuya verilen kısaltma izninin
dışında yeni bir anlam taşıyan yeni bir
ruhsattır. Bu izin, namazın şeklinde bir
kısaltmayı getirmektedir. Hareketsiz, rukûsuz, secdesiz
ve teşehhüd için oturmaksızın kılmak gibi.
Yolcu; ister ayakta, ister yürürken, ister binek hayvanı
sırtındayken rukû ve secdesini ima ederek namazını
kılabilir.
Böylece, korku ve yakalanma endişesi durumunda Allah ile
bağını koparmamış, savaş
alanında en başta gelen silâhını
bırakmamış ve düşmanlarına
karşı hazırlıklı olmuş olur:
"Şüphe yok ki, kafirler sizin açık düşmanlarınızdır."
Kafirlerin tuzağından korkan yolcunun namazından
söz edilmişken, şimdi savaş alanında
kılınacak korku namazının hükümleri yer
almaktadır.