Miras düzeninde -değinileceği gibi- bazı
akrabalar mirastan alıkonulurlar. Akrabalıkları var,
ancak, varis olamıyorlar. Çünkü onlardan daha yakın
akrabalar önlerine geçip mirastan yoksun bırakır
onları. Ayetin akışı, mirastan alıkonulan
bu kişilere gönüllerini hoş tutmak için -paylaşmada
hazır bulunurlarsa sınırlandırmadan bir hak
tanımaktadır. Bu şekilde malin
paylaşıldığını gördükleri halde
bundan yoksun bırakılmalarından dolayı
üzülmesinler. Bir de ailesel bağların ve kalbi
sevginin korunması amacına yöneliktir bu hak. Ayrıca,
genel dayanışma kuralı uyarınca bunun gibi
yetim ve fakirler için de bir hak ayrılmaktadır.
"Eğer miras bölüşümü sırasında pay
sahibi olmayan uzak akrabalar, yetimler ve yoksullar hazır
bulunursa onlara da birşeyler veriniz ve kendilerine gönül
alıcı sözler söyleyiniz."
Bu ayet hakkında seleften farklı rivayetler
gelmiştir. Kimine göre bu ayet, miras payını
sınırlandıran ayetlerce neshedilmiştir.
Bazısı muhkem olduğunu söylemiştir. Kimisi
ayetin anlamının farz olduğunu söylemiştir.
Kimisi de varislerin hoşuna gittiği sürece müstehap
olduğunu düşünmüştür. Biz burada nesh olayına
ilişkin bir kanıt göremiyoruz. Bize göre ayet
muhkemdir. Bir taraftan hükmün kesinliğine öte taraftan da
hükmetmenin farz olduğu görüşündeyiz. Burada denilen
husus, her halukârda aşağıdaki ayetlerde
sınırlandırılan miras paylarından
farklı bir şeydir.