48- O şehirde, toplumda sürekli kargaşa çıkaran,
hiç bir bozukluğu düzeltmeye yanaşmayan dokuz tane
elebaşı vardı.
49- Bunlar "Bir gece Salih'in evini basarak kendisini ve
ailesini öldürelim, sonra da güvenliğini üstlenen akrabasını
`Onun ailesinin öldürülme olayından haberimiz yok,
kesinlikle doğru söylüyoruz' diyelim " diye aralarında
Allah adına and içtiler.
Bu dokuz kişinin kalpleri bozgunculuk ve bozukluk ile
dolup taşmıştır. Artık orada düzelme ve
düzeltme için hiçbir yer kalmamıştı. Onun için
Hz. Salih'in çağrısından ve davasından
rahatsız oldular. Kendi aralarında bir komplo
hazırladılar. Hayret ki onlar kötü olduğu kadar
çirkin de olan bu planlarını yaparken birbirlerini
Allah'ın adına yemin etmeye çağırıyorlar!
Bu çirkin plan da, kendilerinin sadece Allah'a kul olmaya çağırmaktan
başka suçu olmayan Hz. Salih ve ailesinin gece karanlığında
öldürülmesiydi:
Bunlar "Bir gece Salih'in evini basarak kendisini ve
ailesini öldürelim, sonra da güvenliğini üstlenen akrabasına
"O'nun ailesinin öldürülme olayından haberimiz yok,
kesinlikle doğru söylüyoruz' diyelim" diye aralarında
Allah adına and içtiler."Onları karanlıkta
öldürdüler. Onların yok oluşlarını görmediler.
Yani karanlık olduğu için onu görmediler!
Bu yüzeysel bir oyun ve basit bir tuzaktır. Ne var ki,
onlar kendilerini bununla tatmin ediyorlar. Yalanlarının
kılıfını hazırlıyorlar. Onları
böyle bir yalana iten sebep Hz. Salih'in ve ailesinin kan davasını
güdecek olan akrabalarından kurtulmaktı. Evet bu tip
insanların doğru sözlü olduklarını lanse
etmeye bu kadar özen göstermeleri hayret vericidir doğrusu!
Fakat insanın içi, kalbi saptırmalar ve çelişkilerle
doludur. Özellikle insan doğru yolu çizen imanın
aydınlığı ile yolunu belirlemediğinde bu
saplantı ve çelişkiler daha da
yoğunlaşır.
Böyle planladılar. Ve bu şekilde tuzak kurdular ama
yüce Allah onları gözetliyordu. O kendilerini gördüğü
halde onlar onu görmüyorlardı. Onlar farkında
değilken planlarını biliyor, tuzaklarını
seyrediyordu.