17- Süleyman'ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan
oluşan ordusu toplanarak disiplinli bir halde biraraya
gelerek, düzgün saflar halinde ve uygun adımlarla yürüyüşe
geçti.
Biraraya gelip toplanmış ve
hazırlanmış olan bu ordu, Hz. Süleyman'ın
ordusudur. Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan
bir ordudur bu. İnsanın yapısal özelliklerini
biliyoruz. Cinlere gelince, yüce Allah'ın onlar
hakkında Kur'an'da verdiği bilgiden başka bir
şey biliniyoruz. Buna göre cinler ateşin alevinden
yaratılmışlardır. Yani ateşin birbirine
giren alevlerinden yaratılmışlardır. Onlar
insanları görürler, fakat insanlar onları göremezler.
"...Sizin şeytanın ve adamlarının göremeyeceğiniz
yerlerden onlar sizi görürler. Biz şeytanları,
inanmayanlara dost yaptık." (A'raf Suresi, 27) (Burada
şeytandan söz ediliyor. Şeytan ise cinlerdendir.) Onlar
normalde insanların kalplerine kötülük telkin edebilirler.
İnsanlara günahları aşılayabilirler. Bunu
nasıl yaptıklarını bilmiyoruz. Onlardan bir
grup Peygamberimize iman etmişler. Fakat Resulullah -salât
ve selâm üzerine olsun onları görmemiş ve
onların iman ettiklerini de bilememiştir. Yalnız
Allah kendisine bildirmiştir."
Ey Muhammed! De ki: "Cinlerden bir topluluğun
Kur'an'ı dinlediği bana vah yolundu." Onlar şöyle
demişlerdi: "Doğrusu biz doğru yola erdiren
hayrete düşüren bir Kur'an dinledik ve ona inandık.
Biz Rabb'imize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."
(Cin Suresi 1-2)
Yine biliyoruz ki, yüce Allah onlardan bir grubu Hz.
Süleyman'ın hizmetine vermiştir. Bu cinler Hz. Süleyman'a,
saraylar, camiler, büstler, yemek için büyük kazanlar yapıyorlardı.
Onun için denize dalıyorlardı. Allah'ın
buyruğuyla onun emrine bağlı kalıyorlardı.
İşte burada kuşlar ve insanlarla kardeşçe bir
ordu oluşturanlar arasında bu cinlerde vardı.
Biz diyoruz ki, yüce Allah insanlardan bir topluluğu Hz.
Süleyman'ın emrine verdiği gibi kuşların ve
cinlerin bir kesimini de hizmetine vermiştir. Yeryüzünde yaşayan
insanların tümü Hz. Süleyman'ın askeri
olmadığı gibi (çünkü o zamanlar Hz. Süleyman'ın
otoritesi ancak bugün Filistin, Suriye, Lübnan ve Irak diye
bilinen Fırat kıyılarına kadar uzanıyordu)
cinlerin ve kuşların da hepsi onun hizmetine
verilmemişti. Eşit bir şekilde her ümmetten
belirli bir topluluk onun emrine verilmişti.
Biz bu cinler meselesinde, İblis'in ve neslinin cinlerden
olduğu görüşündeyiz. Nitekim Kehf suresinin 50.
ayetindé "Şeytan cin kökenli idi" ve Nass
suresinin 5 ve 6. ayetlerinde ise "İnsanların
kalbine ister insan olsun ister cin olsun vesvese veren" deniyor.
İşte bu cinler Hz. Süleyman'ın zamanında
da insanları aldatmaya, kötülüğe
bulaştırmaya ve onların kalplerini kötülüğe
kaydırmaya çalışıyordu. Eğer hepsi,
doğru yola iletici bir peygamber olan Hz. Süleyman'ın
emrine verilmiş olsalardı, onun hizmetinde ve emrin
altında oldukları halde bu işleri yapamazlardı.
Böylece anlaşılıyor ki, Hz. Süleyman'ın
emrine verilenler cinlerin sadece bir kesimiydi.
Kuşlar konusundaki yorumumuzda Hz. Süleyman'ın
kuşları denetlediğinde Hudhud'un
olmadığını öğrenmesine
dayandırıyoruz. Eğer bütün kuşlar onun
emrine verilmiş olsaydı, hepsi onun ordusunda toplanacak
ve bütün hudhud'lar bir araya gelecekti. O zaman da milyarlarca
kuşun içinde milyonlarca hudhud'un içinden bir tek onun
kaybolmasını fark edemezdi. "Ben neden Hudhud'u göremiyorum?"
diyemezdi. Demek ki bu yaratılışı ve görevi
ile özel bir kuştur. Bu hudhud kuşları içinde Hz.
Süleyman'a tahsis edilen kuş olabilir.
Ya da bu sırada Hz. Süleyman'ın emri altında
bulunan belli sayıdaki hudhud sürüsünün başında
görevli nöbetçi olan hudhud, sürü içinde ve tüm kuşlar
içinde özel bir yetenek ve anlayış kabiliyetinin
verilmesidir. Herhalde Hz. Süleyman'ın emri altında
bulunanlardan bazısına verilmişti. Tüm kuşlara
verilmemişti. Çünkü bu hudhud kuşuna verilen yetenek
akıllı, zeki ve takva sahibi insanları çağrıştıran
bir yetenektir.
Hz. Süleyman'ın cinler, kuşlar ve insanlardan
oluşan askerleri toplandı. Bunlar büyük bir ordu,
büyük bir kalabalık idi. Hz. Süleyman ordusunun başını
ve sonunu toparlıyor: Saflar halinde ve uygun
adımlarla yürüyüşe geçti: Böylece dağılmalarını
ve içlerinde kargaşanın çıkmasını
önlüyor. Bu düzenli askeri bir topluluktur. Onu askeri
terimlerle ifade etmek onun kalabalık olmasına düzenli
disiplinli olduğunu belirtmek içindir.