O |
Mü´minün
|
O |
|
84- Onlara de ki, "Eğer biliyorsanız, söyleyiniz,
yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?"
85- Sana "Allah'ındır" diyecekler. De ki;
"Siz kafanızı çalıştırmayacak
mısınız?"
86- Onlara de ki; "Yedi göğün ve yüce Arş'ın
Rabb'i kimdir?
87- Sana "Bunlar Allah'ındır" diyecekler.
De ki; "Siz hiç O'ndan korkmaz mısınız?
88- Onlara de ki; "Eğer biliyorsanız, söyleyiniz;
tüm varlıkların egemenliği, elinde olan, her
şeyi koruyup gözeten, Fakat koruyanı ve işine
karışanı olmayan kimdir?"
89- Sana ' `Bu yetki Allah'a aittir" diyecekler. De ki;
"O halde nasıl oluyor da
yanıltılıyorsunuz?"
Bu diyalog, hiçbir mantığa sığmayan, hiçbir
akla dayanmayan, inanç karmaşalarının
boyutlarını gözler önüne sermektedir; İslâm'ın
doğuşu sırasında Arap
yarımadasındaki müşriklerin inançlarının
çarpıklığının, bozulmuşluğunun
boyutlarını ortaya koymaktadır.
"Onlara de ki; "Eğer biliyorsanız, söyleyiniz,
yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?" Bu,
yerin ve içinde bulunanların mülkiyetine ilişkin bir
sorudur!
"Allah'ındır"
diyecekler. Buna rağmen onlar bu gerçeği
hatırlamıyorlar ve Allah'dan başkasına ibadet
ederek yöneliyorlar: "De ki; "Siz kafanızı
çalıştırmayacak mısınız?
"Onlara de ki; "Yedi göğün ve yüce Arş'ın
Rabb'i kimdir?" Bu soruda her şeyi planlayan,
yedi göğü ve yüce Arş'ı yönlendiren Rabb'lik
makamına ilişkindir. Yedi gök; yedi yörünge veya yedi
yıldız kümesi yahut yedi galaksi ya da yedi alem veya
bir diğer yedi gök cisimi olabilir. Şu halde kimdir
yedi göğün ve yüce Arş'ın Rabb'i? "Sana
"Bunlar Allah'ındır" diyecekler." Yine
de onlar Arş'ın sahibinden korkmazlar, yedi göğün
Rabb'inden sakınmazlar. Yere atılmış, kendi
kendine ayakta duramayan basit, değersiz, putları O'na
ortak koşarlar. "De ki; "Siz hiç O'ndan korkmaz
mısınız?"
"Onlara de ki; "Eğer biliyorsanız, söyleyiniz;
tüm varlıkların egemenliği elinde olan, her
şeyi koruyup gözeten, fakat koruyanı ve işine
karışanı olmayan kimdir?"
Bu da, egemenlik, otorite ve yetki ile ilgili bir sorudur. Hükümranlık
yetkisine sahip, her şeyden üstün ve egemen olana ilişkin
bir sorudur. Kimdir gücüyle dilediğini koruyan, kimseye
ihtiyacı olmayan, kimsenin onu korumasına imkân
bulunmayan, kullarından birine bir kötülük dilediğinde,
o kulu kurtaracak hiçbir güç bulunmayan kimdir?
"Sana "Bu yetki Allah'a aittir" diyecekler."
Peki niye Allah'a
kulluk yapmaktan kaçınıyorlar? Ne oldu
akıllarına ki, sapıtıyorlar, büyülenmiş
gibi çarpık düşüncelere kapılıyorlar. "De
ki; "O halde nasıl oluyor da
yanıltılıyorsunuz?"
Dikkat edin! Bu ancak büyülenmiş kimselerin
başına gelen bir inanç karmaşası ve çarpıklığıdır.
NİHAİ SÖZ
Hz. Peygamberin -salât ve selâm üzerine olsun- getirdiği
tevhidin gerçekliğini, buna karşılık müşriklerin
Allah'a yaptıkları çocuk ve ortak yakıştırmasının
çürüklüğünü vurgulamak amacı ile, bu
tartışmadan hemen sonra son derece uygun bir anda
şu açıklama yer alıyor.
|
|
O |
|
O |
|