O

Mülk

O

   

19- Üzerlerinde kanat çırparak uçan dizi dizi kuşları görmezler mi? Onları havada Rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor; doğrusu o her şeyi görendir.

Her an gerçekleşen bu olağanüstü olayın sık sık gözlerimizin önünde meydana gelmesinin neden olduğu alışkanlık yüzünden işaret ettiği büyük gücü ve ilahi yüceliği unuturuz. Fakat bir kuşun her iki kanadını açarak süzülüşünü, sonra kanatlarını çırpmaya başlamasını, sonra açık tutarak uçmaya devam etmesini, sonra kanatlarını kapatıp yine süzülüp gitmesi... Bu kuş her iki durumda da; genelde yaptığı gibi kanatlarının açarak ama çırpmadan süzülüşü ile zaman zaman yaptığı gibi kanatlarını açmadan süzülüşü durumlarında gayet rahat bir şekilde gök boşluğunda yüzer. Bu kuşlar bazen öyle hareketlerde bulunurlar ki, bakanlar, gökyüzünde halka tutma sonra ayrılma ve uçsuz bucaksız semaya doğru süzülmenin güzelliklerinin sergilendiği özel bir gösteriyi seyrettiklerini düşünürler.

Bu sahneyi seyretmeye, her kuşun kendi türüne özgü hareketlerini izlemeye doymaz göz, kalp bunları düşünmekten bıkmaz. Bu manzarayı seyretmek insanı Allah'ın olağanüstü sanatını düşünmeye sevk etmesi bir yana, aynı zamanda doyumsuz bir zevk verir insana. Bu manzarada güzellik ve kusursuzluk kucak kucağadır.

Kur'an-ı Kerim insanın dikkatini bu heyecan verici sahneye çekiyor: "Üzerlerinde kanat çırparak uçan dizi dizi kuşları görmezler mi?" Sonra bu sahnenin arka planındaki plana ve takdire işaret ediyor: "Onları havada Rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor."

Rahmeti bol olan Allah onları evrensel yasalar sisteminin akıl almaz ahengi ile tutuyor. Bu sistemde büyük küçük her şey düşünülmüş, atom çekirdeğinden hücreye kadar her şeyin hesabı yapılmıştır. Bu yasalar sistemi birbirini bütünleyen binlerce etkeni, havayı, kuşun yaratılışı, bir araya getiriyor, sonuçta alışageldiğimiz bu olağanüstü manzara ortaya çıkıyor ve aynı düzen içinde meydana gelmeye devam edecektir.

Rahmeti bol olan Allah onları tükenmez gücü ile, her zaman göz önünde bulunan gözetimiyle tutuyor. Bu evrensel yasalar sisteminin sürekli işlemesini, ahenkli ve düzenli çalışmasını sağlayan, bu sürekliliğini koruyan işte bu güçtür, bu gözetimdir. Bu sistem Allah'ın dilediği bir zamana kadar, bir göz açıp kapama anı gibi kısa bir süre için dahi gevşemeden, bozulmadan, karışmadan devam edecektir: "Onları Rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor." Bu dolaysız ifade, direkt olarak bütün kuşları, bütün kanatları, kanatlarını açarak ve açmadan gökte asılı duruyormuş gibi süzülen bütün kuşları havada tutan gücün Allah'ın eli olduğunu vurguluyor.

"Doğrusu O her şeyi görendir."

Her şeyi görür ve gösterir. Durumunu görür ve ona haber verir. Bu yüzden onu durumuna ve içinde bulunduğu şartlara göre ahenkli ve uyumlu bir şekilde yaratır. Ona bir güç verir, beceri verir. Her şeyden haberdar ve her şeyi gören biri olarak her şeyi her an gözetir.

Kuşların havada durması, tıpkı canlıların üzerindeki her şeyle birlikte uzay boşluğunda uçan dünya üzerinde durması gibidir. Allah'tan başka hiç kimsenin yerinde tutamadığı diğer cisimler gibidir. Fakat Kur'an-ı Kerim muhataplarının dikkatlerini görüp algılayabilecekleri tüm evrensel sahnelere çekiyor. Bu sahnelerin ifade ettiği anlamlarla, sunduğu mesajlarla gönül tellerine dokunuyor. Yoksa Allah'ın yarattığı her şey bir mucizedir, olağanüstüdür. Onun yarattığı her şeyde bize yönelik bir mesaj vardır. Birtakım gerçekleri gösteren işaretler vardır. Her kalp ve her kuşak, yüce Allah'ın başarılı kılması oranında ve gücünün yettiği kadarı ile bunlardan bir şeyler kavrar, gördüklerini becerisi ve yeteneği oranında yorumlar.

Sonra Kur'an bir kez daha kalplerini okşuyor; onları bu sefer yerin dibine girmekten, önünde taşlar savuran kasırgaya tutulmaktan doğan dehşet ve korkunun egemen olduğu bir sahne ile karşı karşıya getiriyor. Biraz önce ise onları havada güven içinde yüzen kuşlar arasında dolaştırmıştı. Böylece Kur'an-ı Kerim döne döne onları değişik sahneler ve uyarı amaçlı mesajlar arasında götürüp getiriyor. Çünkü yüce Allah bu götürüp getirmelerin kulların kalpleri üzerinde olumlu yönde derin etkiler bıraktığını biliyor:

 

 

O

 

O