Yüce Allah'ın gerçekleşen sözü budur işte.
Dış görünüşe bakıldığında
bazan bu doğru sözün gerçekleşmediği
sanılsa da herşeye rağmen gerçekleşecek olan
vaadidir.
Bilfiil görünen odur ki, iman ve tevhid, küfre ve şirke
galip gelmiştir. Bu yeryüzünde, Allah inancı
yerleşmiştir. Şirkin ve putperestliğin
islamın yolunda oluşturduğu onca engellemelere,
onca handikaplara rağmen insanlık islama
bağlanmıştır. Küfür, şirk ve
inkarcılıkla uzun süren bir savaştan sonra
insanlık islamla tanışmıştır. Yeryüzünün
bazı bölgelerinde zaman zaman inkarcılığın
veya şirkin yaygınlaştığı ve
genişlediği, bugünkü inkarcı ve putperest
devletlerde olduğu gibi egemen olduğu görülse de,
Allah inancı yine de genel anlamda egemenliğini
korumaktadır. Ayrıca putperestlik ve
inkarcılık dönemlerini mutlaka kaçınılmaz
bir son beklemektedir. Zira bunlar yaşamaya elverişli
anlayışlar değildir. İnsanlık hergün
Allah'a imana yönelten, iman ve tevhid inancını gerçekleştiren,
sağlamlaştıran yeni yeni delillere
ulaşmaktadır.
İnanmış insan Allah'ın sözünü gerçekleşmiş
bir hakikat olarak kabul eder. Eğer belirli bir kuşakta
veya dünyanın sınırlı bir bölgesinde dar
kapsamlı bir uygulama bu gerçeğe ters düşüyorsa,
bu uygulama tutarsız, temelsiz ve geçici olan bir uygulamadır.
Onun yeryüzünde bir dönem varlığını sürdürmesi
özel bir hikmete bağlıdır. Belki de bununla
Allah'ın sözünün belirlenen zamanda gerçekleşmesi için
iman duygusunun coşturulup, harekete geçirilmesi
amaçlanmaktadır.
Bugün insan, iman düşmanlarının
inanmışlara karşı uzun zamanlardan beri
uyguladıkları baskılara, takiplere, zulümlere ve
her çeşit aldatmaya, ortaya koydukları çeşitli
saldırılara baktığında... Bu
saldırıların bazı dönemlerde ileri derecede
yoğunlaşarak sürgün, işkence, yaşam
koşullarının daraltılması ve hatta mü'minlerin
sıkı takibata uğrayarak öldürülmeleri gibi tüm
cezalandırma, yıldırma metodlarının
kullanıldığını hesaba
kattığında... Tüm bu olumsuzluklara rağmen
imanın mü'minlerin kalbinde muhafaza edildiğini,
onları yıkılmaktan koruduğunu,
inanmış toplulukların kişiliklerini
yitirmekten ve saldırgan ulusların içinde eriyip
gitmekten koruduğunu, kesin yıkım ve yok etme
halleri dışında inanmış bireylerin ve
toplulukların egemen zalim güçlere boyun eğmediğini
gördüğünde... Evet insan, uzun vadede gerçekleşen bu
hakikatı gördüğünde Allah'ın bu va'dinin
doğruluğunu anlamaktadır. Bu tarihi gerçeğe
baktığında daha fazla beklemesine gerek kalmadan
Allah'ın va'dinin gerçek olduğunu anlar.
Ne olursa olsun mü'min, Allah'ın va'dinin bu varlık
aleminde mutlaka gerçekleşecek bir hakikat olduğuna
inanır. Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlerin
zillete mahkum olacakları, Allah ve Peygamberinin ise galib
olacağı hakkındaki inancına asla gölge düşürmez.
Bunun mutlaka gerçekleşeceğine inanır. Olaylar
istediği kadar başka şekilde gelişsin
farketmez!