O |
Mücadele
|
O |
|
8- Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli
konuşmaları yasaklandığı halde yine o
yasaklanan işi yapıyorlar. Günah, düşmanlık
ve Resule isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Onlar
sana geldiklerinde seni, Allah'ın
selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar. Kendi
içlerinden de "Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın
bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara
yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası.
Ayet-i Kerime gösteriyor ki ilk dönemlerde Hz. Peygamberin
münafıklara karşı izlediği yol onlara öğüt
verme, samimi olmalarını, doğru yola gelmelerini
telkin etme, Medine'de yahudilerle birlikte ve onların yol göstermeleriyle
planladıkları oyunlardan ve komplolardan
sakındırma şeklindeydi. Ama onlar buna rağmen
iğrenç bir tutum sergiliyor, gizliden oyun tezgahlamaya
devam ediyor, müslüman topluluğun aleyhine birtakım
karanlık planlar üzerinde çalışıyor, Hz.
Peygamberin emirlerine karşı gelmek, O'nun ve samimi müslümanların
aralarını bozarak, çabalarını boşa çıkarmak
için başka yollar ve yöntemler kullanmaya. devam ediyorlardı.
Yine ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki,
onların bir kesimi selamlaşma için kullanılan cümleyi
ağızlarında geveleyerek onu gizliden kötü bir
anlama gelecek bir söz haline
çeviriyorlardı:
"Onlar sana geldiklerinde seni, Allah'ın
selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar." Mesela
yahudilerin dedikleri gibi "Essamu Aleyküm"
diyorlardı. "Esselamu
Aleyküm" demiş
imajını vererek "sizlere
ölüm" veya
"siz de batın
dininiz de batsın!" diyorlardı:
Veyahut dış görünüşte güzel görünen fakat
içteki anlamı çirkin olan başka sözler söylüyorlardı!
Ve onlar bunları söylerken kendi içlerinde şöyle
diyorlardı: Eğer o gerçek bir Peygamber olsaydı yüce
Allah bu sözlerimizden dolayı bizi
cezalandırırdı. Ya selamlaşma için kullandığımız
sözlerden veya gizli olarak düzenlediğimiz toplantılar
ve orada planladığımız hileler ve komplolardan
dolayı bizi azaba uğratırdı.
Surenin gelişinden ve girişinden rahatlıkla
anlaşılıyor ki yüce Allah onların kendi içlerinde
söylediklerini, toplantıların ve komplolarında
konuştuklarını Hz. Peygambere bildirmiştir.
Daha önce surenin girişinde yüce Allah kocası
hakkında Hz. Peygamber ile konuşan kadının
konuşmasını işittiğini bildirmişti.
Ayrıca üç kişinin gizli buluşup
konuştuğu... her yerde kendisinin onların dördüncüsü
olduğunu belirtmişti. Bu da gösteriyor ki yüce Allah
onların tüm toplantılarında bulunan ve
onların kendi içlerinde söylediklerinin hepsini bilen biri
olarak peygamberini bu münafıkların tüm komplolarından
haberdar etmiştir.
Onların bu eylemlerine Allah'ın şu sözleri ile
cevap veriliyor: "Cehennem
onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası:
'
Bu gizli komploların deşifre edilmesi, kendilerine
yasak edilmesine rağmen yapmaya devam ettikleri gizli
buluşma ve konuşmaların açığa çıkarılması
ayrıca onların "Allah'ın bize azap etme si
gerekmez miydi?" şeklinde
içlerinde gizledikleri anlayışlarının ortaya
konması... Evet işte bunların hepsi yüce Allah'ın
göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini, her gizli
konuşmaya tanık olduğunu ve her buluşmaya
şahid olduğunu doğrulayan birer pratik örnektir.
Birer uygulamasıdır bu bilginin. Bu ise münafıkların
içine tüm yaptıklarının ortaya çıkacağı
endişesini, mü'minlerin içine ise güven ve huzur gerçeğini
dolduruyor.
Burada iman edenlere yönelip onlara şu şekilde hitab
ediliyor: "Ey
iman edenler." Bu
hitab ile onları, münafıklarınkine benzer bir
fısıldaşmadan, günah, düşmanlık ve
Peygambere karşı gelmeyi telkin eden gizli
toplantılardan sakındırıyor. Onlara Allah'tan
korkmaları gerektiğini hatırlatıyor. Ve onlara
bu türden bir gizli buluşmanın inananları üzmek
için şeytan tarafından telkin edildiğini
dolayısı ile buna benzer hareketlerin müminlere yakışmayacağını
açıklıyor:
|
|
O |
|
O |
|