O

Mücadele

O

   

5- Allah'a ve Peygamberine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldı ise öyle alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ayetler indirmişizdir, bunları inkar edene alçaltıcı azap vardır.

6- O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları birbir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah herşeye şahiddir.

Surenin birinci bölümü, müslüman topluluğun Allah tarafından korunduğunu ve desteklendiğini gösteren bir tablo niteliğindeydi. İkinci bölüm ise diğer grubun savaş ve hezimet tablolarından birini vermektedir. Allah'a ve Peygamberine karşı gelen yani Allah'ı ve Peygamberini karşılarına alarak diğer cephede yer alanların durumu sergilenmektedir. Burada cephenin ve çizginin sözkonusu edilmesi daha önce Allah'ın sınırlarından sözedilmesi nedeniyledir. Yani bu insanlar Allah'ın ve Peygamberinin belirlediği sınırda durmuyorlar. Tam tersine onların karşılarındaki çizgide duruyorlar! Bu ise, birbirine düşman olan, birbiriyle çekişme halinde bulunanların somutlaştırılmasıdır. Böylece onların yaptığı işin korkunçluğu ve tavırlarının çirkinliği gösteriliyor. Kendisini yaratana ve kendisine rızık verene karşı meydan okuyacak bir tutum içine girmek ve O'nun belirlediği sınırları çiğneyerek utanmadan böbürlenerek bunların karşısında yer almaktan daha kötü ne olabilir?

Allah'a karşı gelen, kötülükte direten ve bu halleriyle övünenler: "Kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldı ise öyle alçaltılacaklardır." Tercih edilen görüşe göre bu söz onların aleyhine bir bedduadır. Yüce Allah'ın duası ise hükmün kendisidir. Zira asıl dileyen O'dur. Dilediğini yapan da O'dur. Ayet-i Kerime'de geçen "Ketb" kavramı, kahretmek ve zillete düşürmektir. "Onlardan öncekiler" ise ya yüce Allah'ın cezalandırdığı daha önceki topluluklardır. Ya da bu ayetten önce meydana gelen olaylarda müslümanlar tarafından mağlup edilenlerdir. Mesela Bedir'de olduğu gibi."Biz apaçık ayetler indirmişizdir."Bu ifade Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlerin dünyadaki sonları ile ahiretteki sonlarını birbirinden ayırmaktadır. Böylece hem dünyadaki hem ahiretteki akibetlerinin bu ayetlere karşı tutumlarından kaynaklandığı belirtilmiş oluyor. Ayrıca onların bu akibetlere uğramalarının cahillikten ve gerçeğin kapalı oluşundan kaynaklanmadığı, gerçeğin kendilerine açıklandığı bu apaçık ayetlerle gerçeği öğrendikleri ortaya konuyor.

Ardından onların ahiretteki akibetlerini anlamlı, etkili, uyarıcı, ruhları eğitici bir yorumla birlikte sergiliyor:

"Bunları inkar edene alçaltıcı azap vardır."

"O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları birbir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah herşeye şahiddir."

Bu aşağılanma, önceki böbürlenmenin karşılığıdır. Bu aşağılanma yüce Allah'ın onların hepsini birlikte dirilteceği gündeki aşağılanmadır. Bütün bir insanlığın karşısında aşağılanmadır. Bu gerçek bir sebebi olan azap olduğu gibi onların yaptıklarının da bir açıklamasıdır. Eğer onlar bu yaptıklarını unutmuş dahi olsalar yüce Allah hiçbir şeyin dışında kalmadığı, gizli hiçbir şeyin kendisine kapalı olmadığı ilmiyle onların tüm yaptıklarını birbir ortaya koyacaktır: "Allah herşeye şahiddir."

Burada koruma ve yardım etme tabloları ile-savaş ve ceza tablosu yüce Allah'ın ilminde ve haberdar oluşunda, görmesinde ve hazır bulunmasında buluşuyor. Yani yüce Allah yardım ve korumanın hazır sahibi olduğu gibi savaş ve cezanın da hazır şahididir. Öyleyse inananlar O'nun hazır oluşu ve şahid oluşu ile güven ve huzura kavuşsunlar. Kafirler ise O'nun hazır oluşundan ve şahid oluşundan sakınsınlar.

ALLAH GİZLİ KONUŞMALARI BİLİR

Surenin seyri "Allah herşeye şahiddir" gerçeğini yerleştirmek için ek bir açıklama yapar... Bu şahidliğin, kalplerin tellerine dokunan canlı bir tablosunu çiziyor:

 

 

O

 

O