O

Meryem

O

   

81- Müşrikler, Allah'ı bir yana bırakarak kendilerine destek olsunlar diye çeşitli ilahlar edindiler.

82- Hayır. O düzmece ilahlar, müşriklerin kendilerine yönelik tapınmalarını reddedecekler ve onlara karşı çıkacaklardın

83- Şeytanları, kâfirlerin üzerine kışkırtıcı olarak saldığımızı görmedin mi?

84- Onların bir an önce yok edilmelerini isteme. Biz onların yaptıklarını ve alıp verdikleri nefesleri tek tek sayıyoruz.

85- O gün kötülükten sakınanları seçkin konuklara yaraşır bir saygınlıkla, rahmeti bol olan Allah'ın huzurunda biraraya getiririz.

86- Buna kar,ılık ağır günahkârları, susamı,s hayvan sürüleri gibi cehenneme süreriz.

87- Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.

Yüce Allah'ın ayetlerini inkâr ederek O'nun dışında ilahlar edinen bu sapıklar, taptıkları bu düzmece ilahlardan üstünlük, onur ve zafer bekliyorlar. Bu kâfirler arasında bu amaçla meleklere ve cinlere tapanlar, onların desteği ile güç kazanacaklarını umanlar vardır. Fakat bu beklentileri boşunadır. Çünkü gerek melekler ve gerekse cinnler onların tapınmalarını reddedecekler, kulluk yaklaşımlarını geri çevirecekler ve yüce Allah'ın huzurunda bu iddialarla hiçbir ilgileri olmadığını belirteceklerdir. Okuduğumuz ayetlerden birinin deyimi ile bu ilahlaştırma sapıklığına dönük ilgisizliklerini "onlara karşı çıkarak" açığa vuracaklar, yüce Allah'ın huzurunda aleyhlerinde tanıklık edeceklerdir.

Şeytanlar onları kötülük işlesinler diye dürterler, özendirirler. Çünkü elebaşları olan İblisin insanları serbestçe ayartabilmeye yönelik dileğinin kabul edildiği günden beri şeytanlar, onların üzerine salınmıştır, onları yoldan çıkarma çalışmaları yapmalarına izin verilmiştir. Fakat ey Muhammed;

Onların bir an önce yok edilmelerini isteme."

Onlar yüzünden canını sıkma. Çünkü onlara yakın bir zamana kadar mühlet tanınmıştır. Onların her türlü davranışları tarafımızdan hesaba geçirilmekte, sayıya vurulmaktadır. Ayette bu hesaba geçirilme işleminin titizliği somut bir ifade ile tasvir ediliyor. Okuyalım:

"Biz onların neler yaptıklarını teker teker sayıyoruz."

Bu ürkütücü bir tasvirdir. Günahları, davranışları ve alıp verdiği nefesler, yüce Allah tarafından sayılanların vaygele başlarına! Bütün yaptıklarını didik didik inceleyerek çetin bir hesaplaşmaya çekeceği kimselerin vay haline!

Dünyadaki davranışları amirleri tarafından sıkıca izlenenler, hataları duyarlıkla gözlenenler, korku ve ürküntüye kapılırlar, sürekli endişe içinde yaşarlar, hep dikenler üzerinde otururlar. Peki eğer kendilerini izleyen amir, üstün iradeli ve intikam alıcı olan yüce Allah olursa, o zaman duymak durumunda oldukları endişenin derecesini varın, siz düşünün!

Okuduğumuz ayetlerde canlandırılan bir kıyamet sahnesinde bu "hesap tutma sayya vunna" işleminin sonucu tasvir ediliyor. Mü'minler, rahmeti bol olan yüce Allah'ın huzuruna saygın bir konuk gibi çıkarılırlar. Onurlandırıcı bir ilgi ile karşılanırlar. Okuyoruz:

"O gün kötülükten sakınanları seçkin konuklara yaraşır bir saygınlıkla rahmeti bol olan Allah'ın huzurunda biraraya getiririz."

Buna karşılık ağır suçlular, hayvan sürüleri gibi güdülerek cehenneme yollanırlar. Okuyoruz:

"Buna karşılık ağır günahkârları, susamış hayvan sürüleri gibi cehenneme süreriz."

O gün iyi amel işlemiş olanlardan başka hiç kimse aracılıktan, şefaatten yararlanamaz. İyi amel işleyenlere ise yüce Allah'ın bu yolda verilmiş sözü vardır. Yüce Allah, iman edip iyi ameller işleyenleri hakettiklerinin fazlası ile ödüllendireceğini vaadetmiştir. O, sözünü kesinlikle yerine getirir.

Daha sonraki ayetlerde birkere müşriklerin çirkin sözlerinden birine dikkat çekiliyor. Bu çirkin söz şudur: Müşrik Araplar, meleklerin yüce Allah'ın kızları olduklarını; müşrik yahudiler, Üzeyi in Allah'ın oğlu olduğunu ve müşrik hıristiyanlar da Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğunu ileri sürüyorlar. Bu çirkin iddia karşısında insanlar bir yana, cansız evren bile küplere biniyor, çünkü cansız evrenin özü bu iddiayı reddediyor, vicdanı onu protesto ediyor. Ayetleri okuyalım:

 

 

O

 

O