Yüce Allah'ın ayetlerini inkâr ederek O'nun dışında
ilahlar edinen bu sapıklar, taptıkları bu düzmece
ilahlardan üstünlük, onur ve zafer bekliyorlar. Bu kâfirler
arasında bu amaçla meleklere ve cinlere tapanlar, onların
desteği ile güç kazanacaklarını umanlar
vardır. Fakat bu beklentileri boşunadır. Çünkü
gerek melekler ve gerekse cinnler onların
tapınmalarını reddedecekler, kulluk
yaklaşımlarını geri çevirecekler ve yüce
Allah'ın huzurunda bu iddialarla hiçbir ilgileri olmadığını
belirteceklerdir. Okuduğumuz ayetlerden birinin deyimi ile bu
ilahlaştırma sapıklığına dönük
ilgisizliklerini "onlara karşı çıkarak"
açığa vuracaklar, yüce Allah'ın huzurunda
aleyhlerinde tanıklık edeceklerdir.
Şeytanlar onları kötülük işlesinler diye dürterler,
özendirirler. Çünkü elebaşları olan İblisin
insanları serbestçe ayartabilmeye yönelik dileğinin
kabul edildiği günden beri şeytanlar, onların
üzerine salınmıştır, onları yoldan çıkarma
çalışmaları yapmalarına izin verilmiştir.
Fakat ey Muhammed;
Onların bir an önce yok edilmelerini isteme."
Onlar yüzünden canını sıkma. Çünkü onlara
yakın bir zamana kadar mühlet tanınmıştır.
Onların her türlü davranışları
tarafımızdan hesaba geçirilmekte, sayıya
vurulmaktadır. Ayette bu hesaba geçirilme işleminin
titizliği somut bir ifade ile tasvir ediliyor. Okuyalım:
"Biz onların neler yaptıklarını teker
teker sayıyoruz."
Bu ürkütücü bir tasvirdir. Günahları,
davranışları ve alıp verdiği nefesler, yüce
Allah tarafından sayılanların vaygele
başlarına! Bütün yaptıklarını didik
didik inceleyerek çetin bir hesaplaşmaya çekeceği
kimselerin vay haline!
Dünyadaki davranışları amirleri tarafından
sıkıca izlenenler, hataları duyarlıkla gözlenenler,
korku ve ürküntüye kapılırlar, sürekli endişe içinde
yaşarlar, hep dikenler üzerinde otururlar. Peki eğer
kendilerini izleyen amir, üstün iradeli ve intikam alıcı
olan yüce Allah olursa, o zaman duymak durumunda oldukları
endişenin derecesini varın, siz düşünün!
Okuduğumuz ayetlerde canlandırılan bir
kıyamet sahnesinde bu "hesap tutma sayya vunna"
işleminin sonucu tasvir ediliyor. Mü'minler, rahmeti bol
olan yüce Allah'ın huzuruna saygın bir konuk gibi çıkarılırlar.
Onurlandırıcı bir ilgi ile
karşılanırlar. Okuyoruz:
"O gün kötülükten sakınanları seçkin
konuklara yaraşır bir saygınlıkla rahmeti bol
olan Allah'ın huzurunda biraraya getiririz."
Buna karşılık ağır suçlular, hayvan
sürüleri gibi güdülerek cehenneme yollanırlar. Okuyoruz:
"Buna karşılık ağır günahkârları,
susamış hayvan sürüleri gibi cehen
O gün iyi amel işlemiş olanlardan başka hiç
kimse aracılıktan, şefaatten yararlanamaz. İyi
amel işleyenlere ise yüce Allah'ın bu yolda
verilmiş sözü vardır. Yüce Allah, iman edip iyi
ameller işleyenleri hakettiklerinin fazlası ile
ödüllendireceğini vaadetmiştir. O, sözünü
kesinlikle yerine getirir.
Daha sonraki ayetlerde birkere müşriklerin çirkin
sözlerinden birine dikkat çekiliyor. Bu çirkin söz şudur:
Müşrik Araplar, meleklerin yüce Allah'ın
kızları olduklarını; müşrik yahudiler,
Üzeyi in Allah'ın oğlu olduğunu ve müşrik
hıristiyanlar da Hz. İsa'nın Allah'ın
oğlu olduğunu ileri sürüyorlar. Bu çirkin iddia karşısında
insanlar bir yana, cansız evren bile küplere biniyor,
çünkü cansız evrenin özü bu iddiayı reddediyor,
vicdanı onu protesto ediyor. Ayetleri okuyalım: