İnsanın imanını tazeleyen, iyi amellerin
başlangıç adımını oluşturan, böylece
yapıcı anlamını pratiğe yansıtan,
kararlı tövbe sahibini bu acı sondan korur. Böyle bir
tövbe edenler ağır cezalardan kurtulurlar. Bunun yerine
en ufak bir haksızlığa
uğratılmaksızın cennete girerler. Orada sürekli
kalmak üzere cennete girerler. O cennet ki, rahmeti bol olan
Allah, onu kullarına vadetmişti ve mü'minler de daha
orayı görmeden bu vaade inandılar. Yüce Allah'ın
vaadi mutlaka gerçekleşir, havada kalmaz.
Daha sonra cennete ve cennetliklere ilişkin, somut bir
tablo ile gözgöze geliyoruz. Okuyalım:
"Onlar orada boş sözler değil, esenlik
dilekleri işitirler. "
Cennette ne gevezelik ne sürtüşme ve ne de
tartışma vardır. Orada yalnız bir tek ses
işitilir. Oranın "hoşnutluk" saçan havasına
uygun düşen bu ses esenlik dileklerinin havayı çınlatan
sesidir. Orada yemek-içmek garanti altındadır.
Cennetliklerin bu ihtiyaçların peşinden
koşmaları, çaba harcamaları gerekmez. Orada hiç
kimse "acaba yemeğim aksar mı?", "acaba
yiyecek stoklarımız biter mi?" diye endişeye
ve korkuya kapılmaz. Okuyoruz:
"Orada sabah-akşam, yemekleri de hazırdır."
Oradaki bolluk, güven ve hoşnutluk havasına,
endişe ve peşinden koşma girişimi uygun düşmez.
Devam edelim:
"İşte kötülüklerden kaçınan
kullarımızın mirasçısı olacakları,
içinde sürekli kalacakları cennet budur."
Oraya mirasçı olmak isteyenlerin izleyecekleri yol
bellidir. Tövbe, iman etmeye yararı yoktur. Sebebine gelince
yukarda sözünü ettiğimiz kötülükten arınmış
peygamberler ile yüce Allah'ın doğru yola ilettiği
seçkin kimseler, arkalarınmış peygamberler ile yüce
Allah'ın doğru yola ilettiği seçkin
kimseler,arkalarında soylarından gelen mirasçılar
bırakmışlardır. Fakat bu mirasçılar
"namazı savsakladıkları ve
ihtiraslarının tutsağı oldukları" için
bu mirasçılıklarının hiçbir yararını
göremeyerek "ilerde suçlarının cezasına
çarpılmak"tan kurtulamamışlardır.
Peygamber hikâyelerinden oluşan bu bölüm yüce Allah'ın
kayıtsız-şartsız
Rabblığını ilan ederek insanları
kulluğu sırf O'na yöneltmeye ve bu kulluğun yükümlülüklerine
katlanmaya çağırarak, O'nun eşi ve benzeri
olmadığını vurgulayarak noktalanıyor. .