Biz Hz. İdris'in hangi dönemde yaşadığını
tam olarak bilemiyoruz. Fakat Hz. İbrahim'den daha önce yaşamış
olması kuvvetle muhtemeldir. O
İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden değildi.
Bu yüzden yahudi kaynaklarında adına rastlanmaz.
Okuduğumuz ayetlerde Hz. İdris son derece doğru
sözlü ve dürüst bir peygamber olarak övülüyor, Allah tarafından
yüce bir konuma yükseltildiği belirtiliyor. Yani kendisine
yaşadığı toplumda rastlanmayan bir konum
bağışlanmış, adı saygı ile
anılır olmuştur.
Bu konuda bir görüş var. Bu görüşü şimdi
kısaca tanıtacağız. Yoksa onu ne
onaylıyoruz ne de reddediyoruz. Eski Mısır kültürünü
araştıran tarihçilere göre İdris, eski
Mısır dilindeki "Özeris" kelimesinin, Yahya,
"Yuhanna"nın ve "elYesa" "el-yuşa"nın
Arapçalaşmış biçimleridir. Bu araştırmalara
göre "Özeris, hakkında birçok masallar uydurulmuş
bir mitoloji kahramanıdır. Eski
Mısırlılar'a göre o göğe çıkmış
ve orada muhteşem bir tahta kurulmuştur. Bu
inanışlara göre öldükten sonra davranışları
tartıya vurularak iyilikleri kötülüklerinden daha ağır
gelenler ilahları saydıkları Özeris'e kavuşurlar.
Özeris göğe yükselmeden önce kendisine inananlara çeşitli
bilgiler öğretmişti.
Hemeyse biz Kur'an'ın Hz. İdris'e ilişkin
verdiği bilgi ile yetiniyor ve onun
İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden daha
önce görev yaptığını güçlü ihtimal olarak
kabul ediyoruz.
Şimdi okuyacağımız ayetler, hikâyeleri
anlatılan peygamberleri,
hızlandırılmış bir tarihi film
şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiriyor. Amaç her
türlü kötülükten arınmış ve
başını peygamberlerin çektiği bu seçkin
mü'minler kafilesi ile sonradan onların yerini alan Arap ve
yahudi putperestler arasında
karşılaştırma yapmaktır. Bu
karşılaştırma bu örnek eski kuşaklar ile
onların yerine geçen yeni kuşaklar arasındaki
farkın çarpıcı, mesafenin geniş ve uçurumun
derin olduğunu ortaya koyuyor. Okuyoruz: