96- Deniz hayvanlarını
avlamak ve hem kendiniz hem de yoksullar için besin maddesi
olarak yemek size helâl kılındı. Huzurunda bir
araya getirileceğiniz Allah'tan korkunuz.
Buna göre deniz
hayvanlarını avlamak helâldir. Onun etini yemek hem
ihramlı olmayana hem de ihramlıya helâldir. Deniz
hayvanlarının avlanması ve yenmesinin helâl olduğunu
belirttikten sonra, ihramlıya kara avının haram
olduğunu tekrar hatırlatıyor:
"Fakat ihramlı
olduğunuz sürece size kara avı haram
kılındı."
Bu konuda,
fıkıhçıların söz birliği ile kabul
ettiği görüş ihramlıya, kara avının
haram olduğudur. İhramlı olmayan biri
tarafından vurulan av hayvanını ihramlı
yiyebilir mi? Av hayvanından kastedilen nedir? Normal olarak
avlanan hayvanları mı kapsar yoksa, bu yasak avlanan
hayvanlardan olmasa da kendisine av hayvanı adı
verilmese de, tüm hayvanları içine alır mı? Bu
konularda farklı görüşler vardır.
Haram ve helal kılma
ile ilgili bu bölüm vicdanlarda Allah korkusunu harekete
geçirmek, Allah'ın huzurunda toplanma ve hesaba çekilmeyi
hatırlamakla sona eriyor:
"Huzurunda bir araya
getirileceğiniz Allah'tan korkunuz." Sonra...
bu yasaklar neden?...
EMİN ŞEHİR
Kâbe bir huzur
bölgesidir. Yüce Allah, onu mücadelenin egemen olduğu
insanlık için güven yeri yapmıştır.
Allah'ın kutsal saydığı Kabe'dir. Kutsal
aylardır. Bütün çeşitleri ve bütün cinsleriyle
hayat için; arzular, istekler, şehvetler ve zaruri ihtiyaç
için birbiriyle sürtüşen, boğuşan, mücadele
eden, savaşan düşmanlar arasına konmuş
engeldir. Bu engel, onların korkularını gönül
huzuruna, düşmanlıklarını barışa dönüştürür.
Sevgiden, kardeşlikten, güvenden, barıştan
kanatlar çırpmaya başlar aralarında.
İnsanın arzularını; teori ve ideal dünyasında
değil, realiteler dünyasında bu duygulara ve bu
olgulara göre eğitir. Buna bağlı olarak sevgi,
kardeşlik, huzur ve barış uçup giden sözlerden,
tatlı rüyalardan ibaret kalmaz. Hayat realitesinde gerçekleşmekten
uzak kalmaz: