119- Allah dedi ki;
Bugün, doğruların doğruluklarının
yararını görecekleri gündür, onlar için altından
nehirler akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennétler vardır.
Allah onlardan razıdır, onlar da ondan
razıdırlar. İşte o büyük kurtuluş, o büyük
başarı budur.
... Bugün doğruların
doğruluklarının yararını görecekleri
gündür. Bu değerlendirme yalancıları
yalanlarıyla bu onurlu peygambere bütün meselelerin en
büyüğünde yakıştırdıkları büyük
iftiranın sonuçlarıyla uygun düşen bir sonuçtur.
Bu, evrenin bütünüyle içindeki eşya ve canlılarla
gerçek temeline dayandığı ilahlık ve kulluk
meselesidir..
... Bugün doğruların
doğruluklarının yararını görecekleri
gündür. Bu alemlerin yüce Rabbinin sözüdür. Bütün
alemlerin huzurunda gerçekleşen korkunç soruşturmanın
sonunda gelmektedir. Ve o bu sahnenin son sözüdür. Bu konudaki
en kesin sözdür. Bununla beraber doğruluk ve doğrulara
yakışan mükafat da dile getirilmektedir:
"Onlar için altlarında
nehirler akan cennetler vardır.
"İçlerinde
ebedi olarak kalacakları"
"Allah onlardan
razıdır."
"Onlar da ondan
razıdırlar."
Bunlar birbirinin
ardından gelen derecelerdir. Cennetler... Orada ebedi kalmak.
Allah'ın rızası. İlahlarından gördükleri
ağırlama ile hoşnut olmak.
"İşte o büyük
kurtuluştur."
Kur'an'ın kendisine
özgü sunuş metodu ile ortaya koyduğu neyi gördük ve
son sözünü işittik, gördük ve duyduk. Çünkü Kur'an'ın
tasvir metodu söylenen sözleri bir vaad halinde bırakmıyor
beklenen bir gelecek halinde sunmuyor. Yine onu kulakların
duyduğu gözlerin okuduğu soyut ibareler şeklinde
vermiyor, o bu tasvir metodu ile duyguları harekete geçiriyor
ve gözlerin görebildiği kulakların
işitebildiği şu anda meydana gelen gerçek bir olay
şeklinde canlandırıyor.
Şunu da belirtmek
gerekir ki, önünde bir dizi engel bulunan biz insanlara göre
beklenen bir gelecek, bir kıyamet günü varsa da o gün
Allah'ın mutlak ilmine göre ortada bulunan bir realitedir.
Zaman ve zamanın engelleri fani birer varlık olan biz
insanların düşüncelerinde ancak söz konusu olabilir.
Bu dersin hiç bir
peygamberin izcileri tarafından daha büyüğü ortaya atılmamış
büyük iftiranın Meryemoğlu İsa-Mesih'in takipçileri
tarafından uydurulan büyük iftiranın, onun
ilahlığı ile ilgili iftiranın Hz.
İsa'nın bu derece kendisini uzak tuttuğu ve
kavminin işini bu konuda tamamıyla Rabbine havale
ettiği asılsız iftiranın sonunda.:.
Bu iftiranın tasvir
edildiği ve bu korkunç soruşturmanın
sunulduğu bu büyük sahnede bu dersin sonunda surenin sonuna
imzasını atan bir gerçeğe parmak
basılıyor. Burada yüce Allah'ın yeryüzünün
göklerin ve oralarda bulunan her şeyin yalnız
Allah'ın egemenliğinde olduğu ilan ediliyor. Ve
onun yüce kudretinin sınırsız bir şekilde her
şeyi kuşattığı ifade ediliyor.