18- İnsanları küçümseyip yüz çevirme
yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Allah, kendini beğenmiş
övünen kimseyi sevmez.
19- Yürüyüşünde tabii ol (ölçülü hareket et)
sesini de kıs. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin
sesidir.
Ayetin orijinalindeki sözcüğü "El-Sa'r"
develere isabet edip boyunlarını bir yana eğrilten
bir hastalık. Kur'an yöntemi, "şar"ka
benzeyen büyüklenme, sapıklık ve böbürlenerek dudak
bükme davranışından kaçındırmak için
bu deyimi kullanıyor.
Kur'an'ın "marahan" deyimi ile dile
getirdiği yürüme biçimi, başkalarına önem
vermeden kasıla kasıla böbürlenerek yürümedir. O
Allah ve insanlarca kötü görülen bir davranıştır.
Esasen hasta psikolojinin dışa yansıması olup,
böbürlenerek yürüme biçiminde kendini gösterir. "Allah
kendini beğenmiş övünen kimseyi sevmez."
Böbürlenerek yürümenin yasaklanması ile birlikte,
aşırı tavırlardan
arındırılmış doğal yürüyüşün
açıklanması da geliyor: "Yürüyüşünde
tabii ol." Burada `doğru ol'la
aşırılık göstermeme ve böbürlenme, sağa
sola ağız ayırma ve sallanmayla enerji kaybına
yol açmama kastedilmektedir, yürüyüşe doğru olmak da
aynı anlama gelir. Çünkü bir hedefe yönelen doğal yürüyüş,
oyalanma, böbürlenme içermez, rahat tavırlarla sadece
doğrultusunda ilerler.
Alçak sesle konuşma; terbiye, kendine güven, sözün doğruluğu
ve gücü konusunda iç rahatlığını
yansıtır. Terbiyesiz veya sözü ve kendi değerinden
kuşkuda olandan başkası kabalık etmez,
bağırıp çağırmaz. Evet!.. Sadece onlar
hiddet, kabalık ve bağırtı ile bu
kuşkularını gizlemeye çalışırlar.
Kur'an yöntemi, anlatımı şu ifade ile sürdürerek
bu davranışın çirkinliğini
vurgulamaktadır: "Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin
sesidir." Görüldüğü gibi, tiksindiricilik ve
çirkinlikle birlikte, insanı alaya almaya çağıran
gülünç bir sahne çiziyor. Ayetteki, düşünceyi uyandıran
ifade aracılığıyla kafasında bu gülünç
sahneyi canlandırabilen duygu sahibi birinin sonra
kalkıp, bu eşeklerin sesine özenmesi düşünülemez...
İkinci gezi, birinci meseleyi sunuşdaki bu çeşitlenme
ve yöntemdeki yenilenmeyle işledikten sonra işte böyle
sona eriyor...
Üçüncü gezi, yeni bir tertiple başlıyor.
İnsanların; çıkarları, hayatları, geçimlilikleri,
Allah'ın onlara verip onlardan yararlandıkları
halde, nimetlendirici yücelik bahşeden ve
bağışlayıcı Allah konusunda çekişmeye
girmekten sıkılmadıkları gizli-açık
nimetleriyle bağlantılı olarak evrensel
kanıtın sunuşu ile başlıyor.
Ardından birinci ve ikinci gezilerde çözümlediği
birinci meselenin pekiştirilmesi yönünde bu yeni tertip
çerçevesinde ilerliyor.