DAVETİN TEMEL İLKESİ
87- Ve Allah'ın, ayetleri sana indikten sonra sakın
seni onlardan alıkoymasınlar. Rabb'ine davet et, ortak
koşanlardan olma.
88- Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma. O'ndan
başka ilah yoktur. O'ndan başka her şey yok
olacaktır. Hüküm O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.
Bu, surenin verdiği son mesajdır. Bu mesaj, Peygamber
efendimizle onun yolunu, küfür ve şirkle onların
yolunu birbirinden kesin şekilde ayırıyor. Hz.
Peygambere -salât ve selâm üzerine olsun- uyanlara kıyamet
gününe kadar izleyecekleri yolu açıklıyor. Peygamber
efendimiz tarihsel dönemler içinde en belirgin iki dönemi
birbirinden ayıran hicret yolculuğunu sürdürdüğü
bir sırada bu son mesaj gelmişti.
"Öyle ise sakın kâfirlere yardımcı olma."
Çünkü mü'minlerle kâfirler arasında
yardımlaşma ve dayanışma söz konusu olamaz.
Onların yolları ve hayat sistemleri birbirinden
farklıdır. Bunlar Allah'ın taraftarları (hizbullah)
ötekiler şeytanın taraftarları (hizbuşşeytan)dır.
Hem nasıl yardımlaşacaklar? Ve ne üzerinde yardımlaşacaklar?
"Ve Allah'ın, ayetleri sana indikten sonra sakın
seni onlardan alıkoymasınlar."
Çünkü kâfirlerin hiçbir zaman izlemekten vazgeçmedikleri
yol, çeşitli yöntemlere ve araçlara başvurarak dava
adamlarını, davet hareketinden alıkoymaktır. Mü'minlerin
tutumu ise kendi yollarını izlemektir. Engellemeye çalışanlar
onları durduramaz. Düşmanları, onları
bu yolu izlemekten alıkoyamaz. Çünkü Allah'ın
ayetleri ellerindedir ve bu ayetlere uymakla yükümlüdürler. Bu
onların omuzladıkları bir emanettir.
"Rabb'ine davet et." Hiçbir karışıklığa
ve kapalılığa meydan vermeden açık ve net
olarak insanları Rabb'inin mesajını kabul etmeye
çağır. Allah'a çağır, milliyetçiliğe,
ırkçılığa değil. Bir toprak parçasını
zaptetmeye, bir bayrağı dalgalandırmaya, bir çıkar
sağlamaya, bir ganimet elde etmeye, bir arzuyu tatmin etmeye
ve bir ihtirası dindirmeye değil. Kim bu şekilde
her türlü karışıklıktan, tüm yabancı
unsurlardan soyutlanmış şekliyle bu çağrıya
uymak istiyorsa uysun. Ama onunla birlikte başka
unsurları da isteyenler varsa, bu; Allah'ın
uyulmasını istediği yolu değildir.
"Sakın müşriklerden olma." "Allah ile
beraber başka bir ilaha yalvarma."
Bu ilke, iki defa vurgulanıyor. Birincide şirk
yasaklanıyor, ikincide de Allah'la birlikte başka
tanrılar edinmek yasaklanıyor. Çünkü bu ilke, inanç
sisteminin saf ve katışıksızlığı
ile kapalılığı ve
karışıklığı arasındaki
yolların ayrılış noktasıdır.
İslâm inanç sistemi, davranış ve ahlâk kuralları,
yükümlülükleri ve yasalarıyla bütünüyle bu ilkeye
dayanır. Bu ilke aynı zamanda bütün direktiflerin,
bütün yasamaların etrafında döndüğü eksendir.
Bu yüzden bu ilke bütün direktiflerden, yasama amaçlı tüm
açıklamalardan önce hatırlatılır.
Ayet bu ilkeyi vurgulamaya ve açıklamaya devam ediyor:
"O'ndan başka ilah yoktur. O'ndan başka her
şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur. Ve O'na
döndürüleceksiniz."
"O'ndan başka ilah yoktur."
Çünkü ancak Allah'a teslim olunur. Sadece O'na kulluk yapılır.
O'nun dışında güç, kuvvet sahibi yoktur. Yalnızca
O'nun koruyuculuğuna sığınılır. "O'ndan
başka her şey yok olacaktır." Çünkü
her şey geçicidir, gidicidir.
Mal-makam, güç-iktidar, hayat-nimetler, yeryüzü ve
üstündekiler, gökler ve içindeki canlı-cansız tüm
varlıklar, bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm
yönleriyle bu evren... Her şey yok olacaktır. Sadece yüce
Allah'ın zatı baki kalacaktır. Tek başına
O kalacak ve geride hiç kimse kalmayacaktır.
"Hüküm O'nundur." Dilediği gibi hükmeder
ve bu hükmü istédiği gibi uygular. Hiç kimse hükmünde
O'na ortak değildir. Ve kimse O'nun hükmünü geri
çeviremez. Hiçbir emir O'nun emrinin önüne geçemez. Sadece
O'nun dilediği olur. Başkası değil.
"Ve O'na döndürüleceksiniz." O'nun hükmünden
kaçılmaz. Kararından kurtulmak mümkün değildir.
O'nun dışında sığınılacak, kaçılacak
bir yer yoktur.
Böylece kudret elinin açıkça belirginleştiği,
Allah'ın davasını koruyup gözettiği,
azgın, tağuti güçleri yerle bir edip yok ettiği
bu sure, davetin temel ilkesini açıklayarak son buluyor. Bu
ilke, yüce Allah'ın birliği; ilahlıkta,
kalıcılıkta, hüküm ve yürütmede tekliği
ilkesidir. Bu açıklamanın amacı, dava
adamlarının Allah'ın yol göstericiliğinin
ışığında, güvenle, bağlılıkla
ve inançla yollarını izlemeleridir.