28- Musa; "Bu seninle benim aramda bir sözleşmedir.
Hangi süreyi yerine getirirsem bana düşmanlık yoktur.
Konuştuklarımıza Allah vekildir. " dedi.
Anlaşmaya konu olan meselelerde, anlaşmanın
şartlarında kapalılığa, zorlamaya ve
utanmaya yer yoktur. Bu yüzden Hz. Musa -selâm üzerine olsun-
öneriyi kabul ediyor, yaşlı adamın ileri sürdüğü
şartlarda anlaşmaya uyacağını açıkca
belirtiyor. Sonra da şu hususu ifade ediyor. "Hangi süreyi
yerine getirirsem bana düşmanlık yoktur." İster
sekiz yıl hizmet ederim, ister on yılı
tamamlarım. Ne anlaşmanın gerektirdiği
işin yükümlülüklerinden, ne de on yılı
tamamlamam hususunda bir zorlamaya uğramayacağım.
Çünkü sekiz yıllık hizmetten sonra bu isteğe
bağlıdır. "Konuştuklarımıza
Allah vekildir." Anlaşılan iki taraf
arasındaki adaletin vekili ve sahibi O'dur. Hiç kuşkusuz
vekil olarak Allah yeterlidir.
Hz. Musa fıtratın doğruluğu,
kişiliğinin açıklığı
doğrultusunda hareket ederek bu açıklamada bulunuyor.
Bununla anlaşmaya taraf olanların dikkat, açıklılık
ve netlik gibi yükümlülüklerini yerine getiriyor. Bununla
beraber o, sürelerin daha uzun olanını tamamlamak
niyetindedir. Nitekim öyle de yapmıştı. Rivayete göre
peygamber efendimiz-salât ve selâm üzerine olsun- Hz. Musa'nın
sözleşmedeki en uzun ve en güzel süreyi tamamladığını
söylemiştir. (Buhari)
Böylece Musa -selâm üzerine olsun- kayınpederinin
evinde kalmaya başlıyor. Artık Firavun'dan,
onun tuzağından emindir. Hiç kuşkusuz bütün
bunlar yüce Allah'ın bilgisinin kıssasında
öngörülen bir hikmet doğrultusunda olmuştur. Şu
halde biz de Hz. Musa'nın kıssasındaki bu
halkayı sonuna kadarki gelişmesini burada
bırakalım. Çünkü akışı
kıssanın bu halkasını buraya kadar getiriyor,
gerisine değinmiyor. Burada perdelerini indiriyor.
Hz. Musa'nın -selâm üzerine olsun- hizmet etmek üzere
anlaştığı on sene geçip gidiyor. Ama surenin
akışı bu arada olup bitenlere değinmiyor. Musa
süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte Medyen'den dönmesiyle
birlikte kıssanın üçüncü halkası
başlıyor. On yıl önce yalnız başına
ve yurdundan kovulmuş biri olarak geçtiği yoldan
yeniden geçiyor. Ne var ki geriye dönüşün havası ilk
yolculuğun havasından farklıdır. Yolda
aklına bile getirmediği bir olayla
karşılaşmak üzere geri dönüyor. Rabb'i kendisine
seslensin, kendisiyle konuşsun, kendisine bir görev
yüklesin diye dönüyor. Yüce Allah onu bu görev için korumuş,
gözetlemişti. Bunun için eğitmiş, terbiye
etmişti. Bu görev sadece Rabb'lerine kulluk yapıp hiç
kimseyi ona ortak koşmamaları için,
İsrailoğulları'nı serbest
bıraksınlar diye. Firavun ve kurmaylarına peygamber
olarak gönderilmedir. İsrailoğulları
yerleştirilmek üzere kendilerine va'dedilen bölgeye varis
olsunlar, ayrıca Musa Firavun'a, Hamana ve her ikisinin
ordularına düşman olsun, onlar için sıkıntı
kaynağı olsun ve yüce Allah'ın bir hak olarak
va'dettiği gibi akıbetleri onun eliyle gerçekleşsin
diye görevlendirilecektir!.