25- O sırada iki kızdan biri utana utana
Musa'nın yanına geldi; "Babam sulama ücretini
ödemek için seni çağırıyor" dedi. Musa
kızların babalarının yanına gelerek
başından geçen olayları anlatınca O; "Korkma,
o zalim kavimden kurtuldun" dedi.
Allah'ın kurtarışına bakın... Onun
yakınlığını, çağrısını
seyredin... Hiç kuşkusuz yaşlı adamın bu
daveti; yoksul, muhtaç Musa'nın duasına gökten gelen
cevaptır. Yaşlı adamın bu daveti, onun için
bir koruma ve onurlandırmadır. Bu davet, iyiliğin
ödülüdür. "İki kızdan biri"
getiriyor bu daveti. Gelirken "Utana utana geliyordu."
Temiz, iyi, iffetli ve terbiyeli kızların bir
erkekle karşılaştıklarında
yaptıkları gibi "Utana utana geliyordu." Ne
kırıtma, ne çalım, ne gösteriş ne de
baştan çıkarma. Geliyor ve en kısa, en öz
sözlerle daveti ulaştırıyor, yol gösteriyor,
babasının yanına götürüyor. Bunu Kur'an-ı
Kerim şöyle anlatı-yor. "Baham sulama ücretini
ödemek için seni çağırıyor." Kızın
davranışlarındaki utangaçlığın
yanı sıra sözlerinde de bir açıklık,
dikkatlilik ve anlaşılırlık ön plandadır.
Sözlerini ağzında gevelemiyor, olduğu gibi ve
dolambaçlı hale getirmeden söylüyor. Aynı
şekilde bu da özelliğini kaybetmemiş, temiz ve
doğru bir fıtratın belirtisidir. Çünkü tertemiz
kalmış iffetli kızlar erkeklerle
karşılaştıklarında, onlarla
konuştuklarında fıtratları gereği
utanırlar, ama iffetliklerine ve doğruluklarına
olan güvenlerinden dolayı lafı
ağızlarında gevelemezler.
Karşısındakini tahrik edecek, baştan çıkaracak,
heyecanlandıracak şekilde konuşmazlar. Lafı
uzatmadan, gerektiği kadar açık konuşurlar.
Ayetlerin akışı bu konuda fazla bir şey söylemeden
sahneyi bitiriyor. Genç kızın davet etmesi ve Hz.
Musa'nın da davete uyması dışında da
izleyiciye düşünecek bir alan bırakmıyor.
Ardından Hz. Musa ile yaşlı adamın
buluşma sahnesi ile karşı karşıya
kalıyoruz. Ancak bu yaşlı adamın ismi
belirtilmiyor. Bu yaşlının bildiğimiz
Şuayb peygamberin kardeşinin oğlu olduğu,
adının da Yesrun olduğu söylenmektedir.(Daha önce
"Fı Zilâl-il Kur'an"da bu adamın Şuayb
peygamber olduğunu söylemiştim. Bir keresinde de bu
adamın Şuayb peygamber olabileceği gibi,
olmayabileceğini de söylemiştim. Şimdi ise bu
adamın Şuayb peygamber olmadığını,
Medyen halkından yaşlı bir adam olduğunu
tercih ediyorum. Bu görüşü tercih etmemin nedeni, adamın
yaşlı oluşudur. Oysa Şuayb peygamber -selâm
üzerine olsun- kavminden kendisini yalanlayanların yok
edilişlerini görmüştü ve geride sadece kendisine
inananlar kalmıştı. Şayet bu adam kavminden
geriye kalan mü'minler arasında yaşamakta olan
Şuayb peygamber olsaydı, çoban!ar, yaşlı
peygamberlerinin kızlarından önce hayvanlarını
sulamazlardı. Mü'min toplumların davranış
şekli bu değildir. ilk kuşaktan beri mü'minler
peygamberlerine ve kızlarına böyle davranmazlar.
Bunun yanı sıra Kur'an'da kayınpederinin Hz.
Musa'ya herhangi bir şey öğrettiğinden de söz
edilmiyor. Şayet bu adam Şuayb peygamber olsaydı,
on yıl birlikte yaşadığı Musa'yla
konuşurken bazı peygamberlik sözlerini mutlaka işitecekti.)
"Musa kızların babalarının yanına
gelerek başından geçen olayları anla-tınca O;
korkma, o zalim kavimden kurtuldun" dedi.
Hiç kuşkusuz Hz. Musa'nın güvenliğe
ihtiyacı vardı. Bedeninin yemeye ve içmeye ihtiyacı
olduğu gibi. Ne var ki, ruhunun güvenliğe olan
ihtiyacı bedeninin yiyeceğe olan ihtiyacından daha
fazlaydı. Bu yüzden ayetlerin akışı
buluşma sahnesinde bu saygın yaşlının "Korkma"
sözünü önplana çıkarıyor. Hz. Musa'nın
başından geçenleri anlatmasından sonra
yaşlı adamın Musa'nın içine duygusunu akıtmak,
kendisini emniyette hissetmesini sağlamak için söylediği
ilk söz olarak bu kelimeyi ifade ediyor. Sonra açıklamada
bulunuyor, güvenlikte oluşunun nedenini vurguluyor. "O
zalim kavimden kurtuldun" Çünkü Medyen üzerinde bir
etkinlikleri yoktur, yönetimleri altında değil. Bu yüzden
Medyendekilere eziyet edemezler, buradakilere zarar veremezler.
Sonra sahnede iffetli ve tertemiz bir kadının sesini
işitiyoruz.