12- Önceden, süt annelerini memesini kabul etmemesini sağladık.
Musa'nın ablası; "Sizin için onun bakımını
üstlenecek ve ona öğüt verip onu güzelce eğitecek
bir aileyi göstereyim mi? dedi"
Hiç kuşkusuz onu gözeten güç, neler olacağını
planlamıştı. Onun aracılığı ile
Firavun ve ailesine bir plan hazırlamıştır;
Onu bulmalarını, onu sevmelerini, onu emzirecek bir süt
anne aramalarını sağlamıştır. Öte
yandan bu ilahi güç şaşkına dönmeleri için
çocuğun hiçbir süt annesinin memesini kabul etmemesini sağlıyor.
Kendisine verilmek istenen her memeyi reddediyor. Onlarsa çocuğun
ölmesinden ya da zayıf düşmesinden
endişeleniyorlar. Nihayet ablası uzaktan görüp tanıyor.
Böylece ilahi güç çocuğu süt anne arayan adamların
şaşkınlığını Musa'nın
ablası için bir fırsat haline getiriyor. Ablası
onlara şöyle diyor: "Sizin için onun bakımını
üstlenecek ve ona öğüt verip onu güzelce eğitecek
bir aileyi göstereyim mi?" Musa'nın ablası sözlerini
bitirmeden dediklerini yapıyor ve seviniyorlar. Bu arada
sevimli yavrucağın kurtulması için doğru söylüyor
olmasını diliyorlar.
Böylece dördüncü sahne sona eriyor. Biz de kendimizi Musa kıssasının
bu halkasının beşinci ve son sahnesi
karşısında buluyoruz. Kaybolan çocuk bağrı
yanık anneye dönmüştür. Sağlığı
da yerindedir. Güvenilir bir yerde, Firavun'un himayesinde, karısının
gözetiminde yaşamaktadır. Üzerinde dolaşan korku
bulutları dağılmış, artık güvenilir
ve sağlam bir yerdedir. Hiç kuşkusuz kudret eli
insanı dehşete düşüren olağanüstü planının
ilk aşamasını bu şekilde gerçekleştirmiştir.
13- Böylece biz onu annesine geri verdik ki gözü aydın
olsun, üzülmesin ve Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu
bilsin. Fakat çoğu bunu bilmez.
Bundan sonra hikâyenin akışı, Musa'nın
doğumu ile onun gençliğini ve olgunluğunu temsil
eden aşağıdaki halka arasında geçen uzun
senelere ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmuyor. Bu
yüzden emzirmek üzere annesine geri geldikten sonra neler olduğunu,
yine Firavun'un sarayında nasıl eğitildiğini,
emzirme döneminden sonra öz annesi ile ne tür bir ilişkisinin
olduğunu bilemiyoruz. Ayrıca delikanlılık çağına
gelip hikâyenin bu ikinci bölümünde anlatılan
olayları yaşayacak kadar büyüdükten sonra sarayın
içindeki ve dışındaki yeri neydi, Firavun'a kulluk
edenlerin ve kâhinlerinin arasında Allah'ın gözetimi
altında, O'nun öngördüğü bir göreve hazırlanıyorken,
hangi inanca bağlıydı bilemiyoruz.
Hikâyenin akışı bütün bunlara değinmeden
doğrudan doğruya bedensel ve ruhsal olgunluğa
eriştiği dönemi yansıtan kıssanın ikinci
halkasına başlıyor. Yüce Allah ona eşya ve
olayları yerinde ve doğru olarak değerlendirme
yeteneğini ve bilgisini vermiştir; onu iyi
insanların ödülü ile ödüllendirmiştir.
14- Musa, yiğitlik çağına gelip
olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik.
İşte güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Ergenlik çağına girmek, bedensel güçlerin son
noktaya varmasıdır. Olgunlaşmak ise, organik ve
akli gelişmenin tamamlanmasıdır. Bu da genellikle
otuz yaş civarında gerçekleşir. Acaba Hz. Musa, bu
yaşa kadar, Firavun'un sarayında onun ve
karısının bir evlatlığı, üvey evladı
oğlu olarak mı yaşamıştır? Yoksa
Musa'nınki gibi saf ve seçkin ruhların
sıkıldığı, rahat edemediği, böylesine
kokuşmuş bir ortamda ruhu sıkılmış,
huzursuz olmuş, bu yüzden onlardan ayrılıp
sarayı terk mi etmiştir? Özellikle annesinin ona kim
olduğunu, hangi kavme mensup olduğunu, dininin ne
olduğunu kesinlikle öğretmiş olması gerekir.
O da kavminin nasıl iğrenç bir zillete, aşağılık
bir zulme, alçakça bir haksızlığa mahkum
edildiğini, yine yaygın ve çirkin bir bozgunculuğun
her tarafı kapladığını görüyordu.
Bu konuda elimizde bir kanıt yok. Ancak, az sonra göreceğimiz
gibi bundan sonraki olayların akışı bu hususla
ilgili bazı şeyler ifade etmektedir. Yine ona eşya
ve olayları yerinde ve doğru olarak değerlendirme
yeteneği ve bilgi verilmek üzerine yapılan. "İşte
güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız."şeklinde
değerlendirme onun iyi bir insan olduğunu, bu yüzden
yüce Allah'ın eşya ve olayları yerinde ve
doğru olarak değerlendirme yeteneğini ve bilgiyi
bahşederek kendisine iyilikte bulunduğuna işaret
etmektedir: