CEFAKÂR ANNE
10- Musa'nın annesi, gönlü bomboş, sabaha kadar
oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan
olması için kalbini iyice pekiştirmemiş
olsaydık, saraya alınan çocuğun oğlu
olduğunu açığa vuracaktı.
11- Annesi Musa'nın ablasına; "Onun izini takip
et " dedi. O da kimse farkına varmadan,
Musa'yı gözetledi.
Musa'nın annesi gelen mesajı almış ve çocuğunu
suya bırakmıştı. Ama şimdi nerdedir?
Dalgalar ne yaptı ona acaba? Belki de kendi kendine şöyle
sormuştur! Nasıl? Nasıl güvendim de ciğerparemi
suya attım? Bundan önce hiçbir annenin yapamadığı
şeyi nasıl yapabildin? Nasıl oldu da onun
selametini bu korkunç nehirde aradım? Ya şu garip sese
nasıl teslim oldum?
Kur'an'ın ifadesi zavallı annenin kalbini son derece
canlı bir tabloda tasvir ediyor: "Gönlü bomboş."
Aklı gitmiş, hiçbir şey düşünemiyor,
gözü hiçbir şey görmüyor ve hiçbir şey
yapamıyor.
"Saraya alınan çocuğun kendi oğlu
olduğunu açığa vuracaktı."
Az kalsın yaptığını herkese
yayacaktı. Deli gibi bağırıp: "Kaybettim,
yavrumu kaybettim. Garip bir sese uyarak çocuğumu suya
attım" diyecekti.
"Kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık."
Kalbine güven verip tutmasaydık, onu sapmaktan,
mahvolmaktan alıkoymasaydık.
"İnananlardan olması için"
Allah'ın vaadine inanan, O'nun sınamasına
karşı sabreden ve O'nun yol göstericiliğine uyan mü'minlerden
olmasını sağlamasaydık.
Buna rağmen Musa'nın annesi, araştırmaktan,
bir şeyler yapmaktan geri durmadı.
"Annesi Musa'nın ablasına; `Onun izini takip et'
dedi."
İzini araştır, bir haber getir. Sağ
mıdır? Yoksa bir deniz canavarı mı, ya da
karanın yırtıcı bir hayvanı mı yedi
onu? Yahut nerede durdu, nerede karaya vurdu?..
Musa'nın ablası çekinerek, korkarak izini araştırdı.
Yollarda, sokaklarda onunla ilgili bir haber edinmeye çalıştı.
Ve birden onu gözeten kudret elinin onu nereye sürüklediğini
öğrendi. Onu Firavun'un hizmetçilerinin ellerinde emzirecek
birini ararlarken gördü.