50- Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar
kısa sürede gerçekleşen bir tek sözdür.
51- Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik. Öğüt
alan yok mu?
52- Onların yaptıkları herşey defterlere geçmiştir.
53- Küçük-büyük bütün davranışları
satırlara işlenmiştir.
Yüce Allah'ın bu duyarlı plânının ve
ön-tasarlayıcılığının
yanısıra, sınırsız gücü vardır ve
sınırsız güç, en büyük gelişmeleri, en
basit işaretlerle gerçekleştirir. "Bizim
buyruğumuz göz kırpması kadar kısacık sürede
gerçekleşen bir tek sözdür."
Bir tek işaretle ya da tek bir sözle her iş gerçekleşiverir.
Sözkonusu iş büyük olmuş, küçük olmuş, fark
etmez. Zaten aslında "büyük" ve "küçük"
diye birşey yoktur. Bunlar insanoğlunun nesnelere
ilişkin değer yargılarıdır. Ayrıca
ortada "zaman" diye bir olgu da yoktur. "Zaman"
denen şey insanların üzerinde yaşadıkları
küçük gezegenin dönüşünden kaynaklanan "insanlara
özgü" bir kavramdır. Yüce Allah'ın
hesabında bu sınırlı kavramların yeri
yoktur.
Birden bire bu görkemli varlık meydana gelir. Birdenbire
değişir, başkalaşır. Yüce Allah
dileyince birdenbire yokoluverir. O birdenbire bütün canlıları
yaratır. Birdenbire onları oraya-buraya
dağıtır. Birdenbire onları ölümün soğuk
kucağına atar. Birdenbire onları şu ya da bu
biçimde yeniden diriltir. Birdenbire bütün canlıları
yeniden canlandırır. Birdenbire onları biraraya
toplayarak hesaba çeker.
Evet birdenbire. Herhangi bir emek, bir çaba harcaması
gerekmez. Zamana da ihtiyacı yok. Sınırsız güç
bu tek sözde, plân bu tek sözün yanında. Bu tek sözün
yanında her iş plânlı ve herşey kolaydır.
Tarih boyunca gelip geçen bütün ilâhi mesaj yalanlayıcılarının
yok edilmeleri de bir tek söz sonucunda, birdenbire olmuştur.
Burada Mekkeli müşriklere eski dönemlerdeki yoldaşları
olan inkârcıların acı sonları
hatırlatılıyor. Okuyalım:
"Biz sizin gibi sapıkları daha önce yokettik.
Öğüt alan yok mu?
Onların yaptıkları herşey deftere geçmiştir.
Küçük-büyük bütün davranışları
satırlara işlenmiştir:
'
İşte eski inkârcıların yokediliş
sahneleri. Bunlar bu surenin akışı boyunca daha
önce halka halka gözler önüne serilmiştir.
"Öğüt alan yok mu?"
Yok mu gördüklerini düşünce süzgecinden geçirip ders
alan?
Bu inkârcıların hesabı, acı
yokedilişleri ile, kapanmış değildir.
Önlerinde hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeyen
asıl hesaplaşma vardır:
"Onların yaptıkları herşey deftere geçmiştir:'
Bütün yaptıkları sayfalara kaydedilmiştir.
Hesaplaşma günü karşılarına
getirileceklerdir:
"Küçük-büyük bütün davranışları
satırlara işlenmiştir."
Bütün davranışları defter
satırlarına yazıldığı için hiç
birinin unutulması sözkonusu değildir.
Bunca sunuşlardan ve değerlendirmelerden sonra
dikkatlerimiz başka bir sayfaya çevriliyor. Bu sayfa yüce
Allah'ın mesajını yalanlayanların sayfası
değildir. Güvenli bir vedalaşma sahnesinin gölgesinde
başka bir tablo ile yüzyüze geliyoruz. Kötülüklerden sakınanların
tablosudur bu. Görelim: