51- Doğrusu kafirler Kuran'ı dinlediklerinde
neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi. "O
delidir" diyorlardı.
52- Oysa Kur'an alemler için bir öğütten başka bir
şey değildir.
Bu bakışlar neredeyse Hz. Peygamberin
adımlarını etkileyeceklerdi. Sarsılmasına,
sürçmesine, dengesini ve gücünü kaybedip yıkılmasına
neden olacaklardı. Hiç kuşkusuz bu, onların
bakışlarının taşıdığı
kin, kıskançlık, çek ememezlik, kötülük, intikam, hırs,
kızgınlık ve zehirden çok daha etkin anlatımlı
bir ifadedir. Bu zehirli ve kızgın bakışlar,
beraberinde iğrenç küfürler, adi sövgüler ve aşağılık
iftiralarda
taşıyor: "O delidir' diyorlardı."
Harikalar yarâtan fırça bu sahneyi Mekke'deki genel
davet sahnelerinin arasından olağanüstü bir maharetle
çizip evrensel perdede tescil ediyor. Böyle bir sahne, ancak
kalplerinden ve gözlerinden böylesine kızgın ve
aşağılık bir kin akan ileri gelen inatçı
ve suçluların yer aldığı bir halkada
yaşanabilirdi.
Surenin akışı bu sahne üzerine, her türlü
konuşmaya son veren şu çözümleyici açıklama ile
bir değerlendirme yapıyor:
"Oysa Kur'an alemler için bir öğütten başka
bir şey
değildir."
Oysa bir deli öğüt veremez. Bir deli yol gösterici
evrensel mesajı taşıyamaz... Hiç kuşkusuz
Allah doğru söylüyor. Suçlu iftiracılar ise yalan söylüyorlar...
Sözü noktalamadan önce "alemler" ifadesi üzerinde
durmamız gerekir. Yüce Allah bu ifadeyi kullandığı
zaman İslam daveti Mekke'de işaret ettiğimiz bilinçli
bir inkar ile karşı karşıyaydı. Davetin
önderi konumundaki Hz. peygamber ise bu kızgın, bu
zehirli bakışların altında yol alıyordu.
Müşrikler ellerindeki her türlü imkanı kullanarak
onunla yapacakları amansız savaşa
hazırlanıyorlardı. Davet hareketi henüz erken
vaktinde, emekleme dönemindeyken, bu amansız kuşatma
altında yaşam savaşı veriyorken ulu Allah bu
davetin "evrenselliğini" ilan ediyordu. Çünkü
davetin özü ve mahiyeti bunu öngörüyordu. Günümüzdeki
iftiracıların iddia ettikleri gibi bu dava Medine'de
zafer kazandıktan sonra evrensellik kimliğine bürünmüş
değildir. Aksine, Mekke'deki davet hareketinin ilk günlerinde,
erken dönemde bu niteliğe sahipti. Çünkü evrensellik
özelliği daha doğduğu andan itibaren bu davetin
özünde yer eden değişmez ve kalıcı bir gerçektir.
Alemlerin Rabbi olan Allah böyle dilemiştir. ilk günlerinden
bu hedefi göstermiştir. Kıyamete kadar da davetin
hedefi bu olacaktır. Yüce Allah bu davanın bu
niteliğe sahip olmasını dilemiştir. Ve o bu
davanın hem koruyucusu, hem savunucusudur. Davayı
yalanlayanlarla girişilen savaşı O, üstlenmiştir.
Bu yüzden dava adamlarının, hüküm verenlerin en iyisi
olan ulu Allah hükmünü bildirinceye kadar sabretmekten başka
yapacakları bir şey yoktur.